CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi açılış töreninde, “Türkiye, 13’üncü cumhurbaşkanını seçecek ve yeni bir sürecin içerisine girecek. Hiç kimse endişe duymasın, en geç 6 ay içinde ekonominin çarkları sağlıklı bir şekilde dönecek. Bu memlekete huzuru, bereketi, güzelliği getirmeye kararlıyız” dedi. Yönetimde şeffaflık, saydamlık vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, “Yatırım yapıyorlar, gayet güzel, yapsınlar, teşekkür ederiz. Kaça yapıyorsunuz bu yatırımları? ‘Efendim ticari sır’, biz bilmiyoruz. Niye bilmiyoruz? Benim parasını ödediğim bir yatırımın maliyetini ben neden bilmeyeyim” diye konuştu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Açılış Töreni'ne katıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tesise ilişkin bilgi verdi.
Kılıçdaroğlu, Akşener ve İmamoğlu'nun yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu da törene katıldı. Kılıçdaroğlu, İBB'nin inşa ettiği Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın en büyük atık yakma ve enerji üretim tesisi açılışında şunları söyledi:
KENTTE YAŞARKEN DOĞANIN TAHRİP EDİLMESİNİ İSTEMEZLER: “Yol arkadaşlarımla, sizlerle beraber olmaktan son derece mutluyum. Bugün çok güzel bir tesisi hizmete açıyoruz. Başında, Avrupa’nın en büyük tesisi olduğu ifade ediliyor. İstanbul kadim bir kent. İstanbul’a ve İstanbulluya hizmet etmek de gerçekten ayrıcalıklı bir olay. 16 milyon insanı mutlu edeceksiniz. 16 milyon insanın yarattığı sorunları, onların haberi olmadan çözmeye çalışacaksınız. Binlerce ton çöp toplanacak ve bunlar çevreyi kirletmeden bir şekliyle, aynı zamanda halka hizmet olarak geri dönecek. İstanbul, sadece İstanbulluların, Türkiye’nin değil, dünyanın göz bebeği olan bir kent. Ve bu kentte insanlar mutlu yaşamak isterler. Bu kentte yaşarken doğanın tahrip edilmesini istemezler.
BÖYLE BİR İSTANBUL’U SAYIN BAŞKAN DEVRALDI: 1971-1982 yıllarında İstanbul’da yaşadım. Göztepe’deydim. Çok yeşil alan vardı, hafta sonları top oynardık. Bugün biraz acı ama ifade etmek zorundayım, beton ormanına dönüşen bir İstanbul var. Böyle bir İstanbul’u sayın Başkan devraldı. Şimdi yeşil alanlar yaratmaya çalışıyorsun. İstanbul’a hizmet ediyorsun, İstanbullunun yeşil görmesi, doğayla barışık olması için elinden gelen çabayı gösteriyorsun. Bu çabaya sadece ben, sayın Genel Başkan’ım (Akşener) değil, bu çabaya bütün Türkiye tanık. O açıdan verilen mücadele, gösterilen çaba hepimizin takdirindedir.
İKLİM İÇİN DEĞERLİ BİR HEDEF: Bu tesisle doğa korunmuş oluyor. Sera gazı salınımı azalmış oluyor. Yine iklim için değerli bir hedef. Milyonlarca insanımıza enerji sağlıyor aynı zamanda, yine önemli bir hedef. Enerji hatlarına giden parayı azaltıyoruz. Doğru, biraz daha artılar giriyor sistemin içerisine. Yani belediye de buradan bir şeyler kazanıyor, artı istihdam yaratıyorsunuz.
BENİM PARASINI ÖDEDİĞİM BİR YATIRIMIN MALİYETİNİ BEN NEDEN BİLMEYEYİM: Yatırım yaptıklarını söylüyorlar, yatırım yapılsın. Yollar, köprüler, hastaneler yapıyorlar, yapılsın, itirazımız yok. Ama bu yatırımlar benim ödediğim vergilerle yapılıyor, torunlarım borçlandırılarak değil. Benim torunlarım borçlandırılıyorsa ben bu vergiyi neden ödüyorum? Yatırım yapıyorlar, gayet güzel, yapsınlar, teşekkür ederiz. Kaça yapıyorsunuz bu yatırımları? ‘Efendim ticari sır’, biz bilmiyoruz. Niye bilmiyoruz? Benim parasını ödediğim bir yatırımın maliyetini ben neden bilmeyeyim? Devletin şeffaf, saydam olması lazım. Vatandaşına hesap verebilir bir çerçevede hareket etmesi lazım. Bunlar da yok. O nedenle belediye başkanlarımızın ana hedefi, yaptıkları harcamaların her kuruşunun hesabını millete verebilmek.
BUGÜNDEN ÖNLEM ALINMASI LAZIM: Bu kışı vatandaş nasıl geçirecek? Hepimizin, her siyasetçinin üzerinde durması gereken temel konulardan birisi budur. Bu kışı, asgari ücretle geçinen bir kişi nasıl geçirecek? Çok iyi niyetle, ülkeyi yönetenlere teklifte bulundum, ‘Bir Kara Kış Fonu kurun’ dedim. Bu fon, vatandaşın bu kışı en azından rahat geçirebileceği bir ortamı sağlamak için çok değerli bir fon olabilir. Elektrik, doğal gaz, su parasını ödeyemeyen vatandaşlarımız çıkacaktır ve çıkacak. Bunlar için bugünden önlem alınması lazım. Gayet iyi niyetlerle kaynak, imkan söyledik. ‘Bunları yaptığınız takdirde ekonomi belli bir şekilde rayına girerse bu kara kışı vatandaşlarımız biraz daha rahat atlatabilirler’ diye ifade ettim.
VEBALİNİ BİRİLERİ ÇEKER AMA BİZ O VEBALİN TANIĞI OLMAK İSTEMEYİZ: Belediye başkanlarımız, var olan hükümetin yapmadıklarını yapmaya çalışıyorlar. Kara kış dolasıyla 3 ve 16 Kasım tarihleri arasında 35 bin 407 aileye 3 milyon 180 bin 460 TL’lik nakdi yardım yaptılar. 215 bin 124 aileye 4 milyon 566 bin 916 TL’lik gıda yardımı yaptılar. 21 bin 271 aileye 9 milyon 504 bin 844 TL’lik 4 bin 597 ton kömür dağıttılar. 108 bin 708 aileye 3 milyon 217 bin TL’lik eğitim yardımında bulundular. 60 bin 324 aileye 1 milyon 21 bin 66 TL’lik ulaşım yardımı sağladılar. 291 ailenin 54 bin 874 TL’lik elektrik faturası ödendi. 3 bin 638 ailenin 153 bin 831 TL’lik su parası ödendi. 198 ailenin 64 bin 546 TL’lik doğal gaz faturası ödendi. Şunu bütün İstanbulluların bilmesini isterim; belediye başkanlarımız, kenti, beldelerinde eğer bir çocuğun yatağa aç girdiğini görürler, tanık olurlar veya duyarlarsa Türkiye genelinde tamamına yardım için koşmak bizim görevimizdir. Hiçbir evladımızın yatağa aç girmesini istemeyiz. Hiçbir annenin çocuğunu yatağa aç yatırmasını istemeyiz. Onun vebalini birileri çeker ama biz o vebalin tanığı olmak istemeyiz.
BU MEMLEKETE HUZURU, BEREKETİ, GÜZELLİĞİ GETİRMEYE KARARLIYIZ: Türkiye, 13’üncü cumhurbaşkanını seçecek ve yeni bir sürecin içerisine girecek. Hiç kimse endişe duymasın, en geç 6 ay içinde ekonominin çarkları sağlıklı bir şekilde dönecek. Bu memlekete huzuru, bereketi, güzelliği getirmeye kararlıyız. İnşallah dostlarımızla beraber getireceğiz. Var olan acı tabloyu Türkiye hak etmiyor. Gücümüz, imkanımız var. Eğer bir İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Mersin’de, Aydın’da, Eskişehir’de, İzmir’de çok güzel şeyleri gerçekleştirebiliyorsak ve harcadığımız her kuruşun hesabını milletimize verebiliyorsak düşünün Türkiye’yi yönettiğimizde bütün dünya, büyük bir imren ile bakacaktır bize. Gıpta ile bakacaktır.”