CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kırıkkale’de kanaat önderleriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, ilde de işsizlikten yakınıldığını ifade ederek, “Evet, Kırıkkale’de de gezerken ceplerim kağıtla doldu” dedi. Kılıçdaroğlu, yanına gelen bir kadının "Gıda paketi değil iş istiyorum" sözünü aktardı.
Kılıçdaroğlu, Kırıkkale programına, Kırıkkale Kültür Merkezi’nde düzenlene kanaat önderlerinin katıldığı toplantıyla devam etti.
Kırıkkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Varlı, Türkiye’de cumhuriyet tarihinin Kırıkkale’de başladığı söyleyerek, şehrin hızlı geliştiğini, ancak çarpık büyüdüğünü belirtti. Varlı Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun (MKE) küçülmesiyle nüfus kaybı yaşadıklarını vurgulayarak, “Sanayileşme anlamında da ivme kaybı oldu” dedi. Varlı, ilde 3 sanayi sitesi olduğunu aktararak, “Kırıkkale’yi yeniden savunma sanayinin merkezi yapmak için iktidarıyla, muhalefetiyle mücadele ediyoruz” diye konuştu.
“ÜNİVERSİTELİİŞSİZLER VAR”
Varlı, Kırıkkale’nin işsizlik sorunu olduğunu bildirerek, diğer sorunlarışöyle açıkladı:
“Burada eğitimli işsizimiz çok. Üniversite mezunu çocuklarımız maalesef işsiz. Bunun sebeplerini tartışırız, Türkiye’de üniversite sayısı 300’ü geçti. Üniversite mezunu çocuklara bu yardımı yapamıyoruz, iş sahaları sağlama noktasında zafiyetimiz var. Bir taraftan da ara eleman açığımız var. Bir taraftan işsizimiz var, bir taraftan da gazete ilanıyla kalifiye eleman arayan firmalar.
İŞ KANUNU’NDAN DERT YANDI
İstihdamın önündeki en büyük engel 1946 yıllarında çıkan İş Kanunu. Dünyada gelişmiş hiçbir ülkede şu üç kanun üst üste yok. Kıdem tazminatı, işsizlik sigortası ve işe iade. Gerçekten şu anda işveren yanında çalıştığı elemanla ilgili, iş kanunlarıyla ilgili büyük sıkıntımız var. Davalık olup, yüzde 1 kazanan işveren yok. Böyle olunca işverenler sermayelerini farklı argümanlarda geliştiriyorlar. Biz paradan para kazanan sistemin ortadan kalkmasını istiyoruz. Dolar, Euro olunca hiçbir sermaye sahibi risk almak istemiyor. Son bir yılda pandemi koşullarında işveren büyük sıkıntıçekiyor. Hükümet mücadele ediyor. Düşük faizli krediler vermeye çalışıyor, kira desteği vermeye çalışıyor. Ama bunun sonu yok. Paradan para kazanma sistemi sonlandırmamız lazım, bir sabah kalktığımızda milyonlar kazanan insanlar olmaması lazım.”
“SİYASETÇİLERE UYSAK BİRBİRİMİZE SELAM VEREMEYİZ”
Varlı iş dünyasının gerilim istemediğini belirterek, “Tepedeki siyasetçilere uysak sokakta birbirimize selam veremeyiz” dedi. Varlı, Kılıçdaroğlu’na kutuplaşmanın tarafı olmama çağrısında bulundu. Varlı, “Biz istiyoruz ki sadece cenazelerde bir araya gelmeyin. Sayın Cumhurbaşkanıyla herhalde sizi yan yana Sayın Cumhurbaşkanının validesinin taziyesinde gördük. Bizleri beraber görmek istiyoruz. Yüz yılda bir olan pandemi koşulu, bu mücadeleyi ancak birlikte atlatabiliriz” diye konuştu.
“ÇATI ÇÖKERSE ALTINDA KALIRIZ”
Kırıkkale Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Süleyman Köstekli, pandemide en büyük darbeyi esnaf ve sanatların aldığını belirterek, “En başında kahveci, servisçi, kafeler, halı sahalar, kırtasiyeci esnafımız darbeyi aldı. Pandemiden önce gıda dağıtan esnaf kendisi gıda paketi almak durumunda kaldı” dedi. Köstekli, kahvehanelerin açıldığını, ancak oyunlar yasak olduğu için iş yapamadığını ekledi. Köstekli, devletin verdiği kredilerin yeterli olmadığını vurgulayarak, “Bu esnafa uzun vadeli para verilmeli ki ayakta dursunlar. Esnaf ülkenin çatısı, çökerse altında kalırız” diye altınıçizdi.
Köstekli, MKE’nin çalışmayan yerleri olduğunu kaydederek, “Genel Müdürlük Ankara’nın göbeğinde, buraya getirsinler. Mamak’ta gaz maskesi fabrikası var. Patlasa Mamak ayağa kalkar. Bunların buraya gelmesi lazım. İlk önce TÜPRAŞ Genel Müdürlüğü Ankara’daydı, Kocaelili işletmeciler bastırdılar oraya kurdurdular” diye konuştu.
“YATLARA VERİLENDEN ŞOFÖR DE YARARLANSIN”
Köstekli, Kırıkkale’de tarım ve hayvancılık yapıldığını da söyleyerek, “Girdi maliyetleri çok yüksek. İndirilmeli ki üreticimiz kazansın. Köylerde taşımalı eğitim kaldırılsın” dedi. Köstekli, şoför esnafın da yatlara, gemilere verilen ucuz akaryakıttan yararlanması talebinde bulundu.
Kılıçdaroğlu sorunları dinledikten sonra çözüm önerilerini sundu. Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başlarışöyle:
ÜLKENİN ÇÖZÜLMEYECEK SORUNU YOK: “Yeni bir siyaset anlayışı başlatıyoruz. Hepimizin mutlu olacağı yeni bir siyaset anlayışı. Sorunlar var ama nasıl çözeceğiz. Birlikte, elbirliği ile çözeceğiz. Önemli olan benim tek başıma çıkıp burada konuşmam değil. Sizin konuşmanız ve bize soru sormanız, bizim de cevap vermemizdir. Siyaseti bu bağlamda yaparsak, bu ülkenin çözülmeyecek sorunu yok.
CEPLERİM KAĞITLA DOLDU: Cumhuriyeti kuranlar, bu küçük köyü savunma sanayi entegre tesislerinin inşa edilebileceği bir tesise dönüştürdü. Niye Anadolu’nun ortası, düşmanın ulaşamayacağı bir yerdi. Cumhuriyet tarihinin en büyük entegre silah sanayiydi burası. En büyük sorunumuz işsizlik diye söz etti. Evet, Kırıkkale’de de gezerken ceplerim kağıtla doldu. Şanlıurfa’dan buraya geldim çocuğum işsiz. Niye geldin, burada iş bulabilirim diye. Kaç milyon işsizimiz var, 10 milyonu aşkın. Üniversite mezunu işsiz, halen babanın emekli aylığına bakıyor.
ÜNİVERSİTE MEZUNUN İŞSİZ OLMASI FELAKETTİR: Bir iktidarın başarısının ölçüsü, izlediği ekonomik politika istihdam yaratıyor mu yaratmıyor mu? Yaratmıyorsa başarışız. Nüfusumuz Almanya ile üç aşağıüç yukarı aynı. Almanya dışarıdan işçi alıyor, bizim işsizimiz var. Ülkemizin üretmesini istiyorsak, hangi iktidar olursa olsun işsizlik yaratıyorsa oy vermeyin. Buraya oy istemeye gelmedim. Doğruyu söylemeye geldim. Bir iktidar spor kulübü tutulur gibi tutulmaz. 10 milyonu aşkın işsiz demek Türkiye’nin felaket ile karşı karşıya olması demektir. Sıradan bir rakam değil. Üniversite mezunun işsiz olması demek daha büyük felakettir.
TEKNOLOJİ LİSELERİ KURACAĞIZ: Hangi organize sanayi bölgesine gitsem, iş dünyasının söylediği şu söz ‘Nitelikli ara eleman bulamıyoruz’ kulağımda küpe. Niye yok? Biz ne yapacağız, bütün organize sanayilerinde teknoloji liseleri kuracağız. Onun sosyal güvenlik primini devlet yatıracak. Mezun olduğunda işi hazır olacak. Ara elaman sorunu olur mu, olmaz. Akıllı bir proje mi, akıllı bir proje niye yapılmıyor.
AKIL AKILDAN ÜSTÜNDÜR: İş Kanunu, kıdem tazminatı, karşılaştığınız sorunlardan söz ediyorsunuz. Ben iktidarın yapmadığını yaptım. Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’in genel başkanlarını topladım. Kıdem tazminatınıçözün dedim. Biz de parlamentoda sözcünüz olalım dedim. Öneri getiriyorum, nasıl çözüleceğini de söylüyorum. Ama iktidar olduktan sonra her şeyi ben bilirim derseniz başarılı olamazsınız. O zaman biz kendi atalarımızın geleneğini reddediyoruz, akıl akıldan üstündür kuralını reddediyoruz demektir. Esnaf sorun yaşıyor, sorunu kimden dinleyeceğiz. Esnaftan dinleyeceğiz. Sorunu yaşayandan sorunu dinleyeceksin ki çözüm üretesin.
MADDELERİ AÇIKLADIM: Sayın Başkan güzel bir şeyden söz etti, yukarıda gerginlik istemiyoruz… 2018’de bir basın toplantısı yaptım. Kriz geliyor. 13 madde halinde açıkladım, sorunun çözülmesi gerekiyor dedim. Ülke bizim ülkemiz, sorun çözülecekse hep beraber çözelim. Arkadan eleştiri geldi. Olabilir. Ama eleştiri benim saydığım maddelerle ilgili değil. Efendim siz bunu niye söylüyorsunuz. 2020’ye geldik, kriz buhrana dönüştü.
RANTI ELDE EDENLER AYNI KİŞİ: Yine bir basın toplantısı yaptım, maddeler halinde nelerin yapılması gerektiğini anlattı. Geçen salı günü hükümetin buhrandan en az yarayla kurtulmamız için nelerin yapılması gerektiğini 9 madde halinde saydım. Yine bir eleştiri getirdi. Bu da olmadı, olmuyor zaten. Sorun siyasi tercihten kaynaklanıyor. Devleti yönetenin siyasi tercihi. Siyasi tercih döviz, faiz ekseninde yürüyor. Dövizi getirenler ve faizi elde edenler aynı aslında. Rant elde edenler aynı kesim.
FAİZ, DÖVİZ EKSENİNDE ÜLKE YÖNETİLEMEZ: Bütçe nasıl yapılır, vergi nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır? 27,5 yılım bunlarla geçti. Şu anda devleti yönetenlerin yeri ve kademeleri nedir? Devleti biliyorlar mı? Siyasi partiler devlet değildir, devleti yönetmek için gelirler… Bir sefer bu faiz-döviz ekseninden Türkiye’yi çıkaracaksınız, üretim-yatırım eksenine döneceksiniz. Bir devlet sadece para politikasıyla yönetilemez… Bu sistem yürümez böyle. Daha da derinleşecek. Çünkü çözüm üretilmiyor. Biz söylüyoruz, bizi de dinlemiyorlar.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TANK ÜRETMESİNİ ENGELLEDİLER: Kırıkkale’nin ne olduğunu biliyorum, milliyetçilik de var damarında. Milliyetçi olmak için ne olmak gerekiyor, üretmek. Üreteceksiniz, kimsenin önünden boyun eğmeyeceksiniz. Kalktılar tank- palet fabrikasının Katar ordusuna 1 kuruş bile almadan verdiler. Ben isterdim ki bu memlekette milliyetçiyim diyenler ayağa kalksın. Ben şu anda oraya giremiyorum, askeri sırlar var. Siz de giremezsiniz. Kendi vatandaşına gizli, Katar ordusuna serbest. 2018’de ilk tankıüreteceksiniz, hangi yıldayız 2021. Üretildi mi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ordusunun tank üretmesini engellediler.
ELİNDE VİSKİ PARA KAZANIYOR: Esnaf perişan. Tabloyu da görüyoruz, hep beraber. Toplumun orta direği kalmadı. Desteklenmesi lazım. Esnafı desteklemek için de Anayasa’ya özel hüküm koymuşuz. Türkiye Cumhuriyeti esnafı destekler, destekleyebilir değil. Paradan para kazanılmasını istemiyoruz. Elinde viski bardağı. Grev var mı, iş kazası var mı? Yok… Elin oğluna para kazandırıyoruz. Bizim yeni bir stratejiye ihtiyacımız var.
ESK’NİN TOPLANMASINI BENİM DIŞIMDA KİMSE İSTEMİYOR: Ekonomik Sosyal Konsey (ESK) var değil mi? En son ne zaman toplandı. 5 Şubat 2009. Hangi yıldayız, 2021. Niye toplanmıyor?... Masanın bir tarafına sorunu yaşayanlar, bir tarafına sorunu çözecekler oturacak. Niye toplanmıyor? Ben toplanmasını istiyorum, benim dışımda kimse istemiyor… Kahveci esnafından tutun, bütün esnafın sorunlarını biliyorum. Esnafın sorunlarıyla ilgili 17 madde açıkladım. Yapın sorun çözülür. Yine yapmadılar. Para yok diyorlar, para var. Önemli olan kimin için kullanacaksın.
FAİZLERİ SİLECEĞİM:İktidar olduğumuzda aldığınız (esnafın) kredilerin faizini tamamını sileceğim… Faiz, faiz. Neye kadar faiz. En değerli şey alın teridir. MKE Genel Müdürlüğü’nün burada olması lazım. Bunu yapmak zor mu? Sadece cümle olarak ‘Genel müdürlüğünü al, senin fabrikalar ağırlıkla neredeyse araya götür’… Tarımdan da bahsedeyim, gübre, mazot, ilaç, tohum alıyorsun dolarla. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti gübre üretemez mi?...
SORUNLARDAN ÇIKIŞİÇİN DÖRT AYAKLI STRATEJİ: Dört ayaklı strateji lazım. Bir önce herkesin can ve mal güvenliği yani demokrasi olacak. İnsan kalkıp hükümet yanlış yapıyorsa eleştirecek… Can ve mal güvenliği olursa yabancı sermaye de gelir. İkinci ayağıüreten Türkiye. Fabrikadan tutun, bilime kadar her alanda üretmemiz lazım. Katma değeri yüksek ürün üretmeseniz, başarılı olamazsınız. Televizyon yapıyoruz, çipleri Güney Kore’den alıyoruz, burada montajını yapıyoruz. Üniversitelerden düşünce özgürlüğünün olması lazım. Farklı düşündü diye üniversiteden insanı atamazsınız. Kendi inancımız bilime en fazla değer veren inançtır. Sevgili Peygamberimiz ‘Alimin ölümü alemin ölümü gibidir’ diyor.
KADIN ‘GIDA PAKETİ DEĞİL İŞİSTİYORUM’ DİYOR: Güçlü bir sosyal devleti inşa etmek zorundayız. Benim karnım tok, komşu açsa o apartmanda huzur olmaz. Aile Destekleri Sigortası’nın gelmesi lazım. Her aile lütuf mantığıyla değil hak mantığı ile karnını doyurmalı… Sosyal devlet asgari gelir güvencesi sağlayan devlettir. Gidiyoruz bazen kadın geliyor ‘Ben gıda paketi istemiyorum, iş istiyorum’ diyor. Dördüncü stratejik ayak, sürdürülebilirliktir. Onun da şartı devletti liyakati getireceksiniz.