HABER: TAMER ARDA ERŞİN - KAMERA:ÜNAL AYDIN
Marmaris’teki yangın, arıcılık yapan yurttaşın evine doğru ilerledi. Yardımına İstanbul Büyükşehir Belediyesi koştu. Yurttaş, “
Muğla’nın Marmaris ilçesinde yangın, Turgut Köyü’ndeki evlere kadar ilerledi. Yangına; İstanbul, Muğla ve Aydın büyükşehir belediyesi itfaiye ekipleri müdahale etti. Evi yangın tehdidi altındaki yurttaş, şunları söyledi:
“Allah razı olsun İstanbul Büyükşehir’den. Ne ormanı var, ne şeyi var? Sabahtan beri yalvarıyorum. Bir tane arazöz sokalım şuraya diye. Ne gelen var, ne giden var? Nerede benim algım, nerede benim vergim? Ben bir haftadır, ormanı kurtaracağım, bir tane ağaç kurtaracağım diye evimi düşünmedim. Karşılığı, bugün orman işletmenin bir tane arazözünü alamadım. Evime geldi yani geldi. Canım, ciğerim yanıyor benim.”
Yurttaş kendilerine hiç değer verilmediğini kaydederek, “Bir Suriyeli, bir Afgan kadar değerimiz yok, kıymetimiz yok. Değerimizi bilen yok. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan kişinin şansı yok” dedi.
Yurttaş, geçimini arıcılıkla sağladığını belirterek; “Orman yok. Biz yokuz. Geçimimizi arıcılık, defne yaprağı, ada çayı ile sağlıyorduk. Bitti ama. Bir haftadır bir tane ağaç kurtarabilir miyim diye çalışıyorum. Gece, gündüz uykum yok” diye dert yandı. Yurttaş orman yandığı için artık arıcılık yapamayacaklarını kaydederek, “Doğa yok, bizde yaşam yok” diye vurguladı.
“SIK ORMAN, CAN TEHLİKESİ VAR”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi itfaiye müdürlerinden Serkan Özçakan; “(Yangının) bize gelmesini bekliyoruz. Çünkü orman çok sık ve içine girilmiyor. Girilmediği için de burada tutmaya çalışacağız ve tutacağız inşallah” dedi.
Özçakan, kendilerine görev olarak verilen yerleri söndürdüklerini kaydederek, yangını söndürmek için havadan yapılan desteğin önemini “Sık orman. Can tehlikesi var. Gönüllüler, itfaiye kurumları içeriye girdiği zaman ters rüzgara kapılabilir, sıkıntı yaşayabilirler. Onun için çok ormana girilmeyen düz tepelerde hava desteğinin önemi var.”
“ÇOK FAZLA HORTUM ATAMIYORSUN”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi itfaiye müdürlerinden Serkan Karabulut, ekiplerinin Muğla’daki yangında söndürdüklerin yerleri aktararak, şunları söyledi:
“Şimdiye kadar girdiğimiz yerlerin birçoğunda başarıyla çıktık. Hem sivil toplum kuruluşlarının hem halkın hem de buradaki itfaiye ekiplerinin desteğiyle bunun üzerinden geldik. Fakat, ormanlara çok fazla müdahale edemiyoruz. Hem sık hem de dik yamaçlara kurulu. Coğrafi şekilleri dik ve dağlık olduğu için çok fazla yukarı hortum atamıyorsun. Bir de ormanın yanmasının verdiği sıcaklık da bir araya gelince ister istemez risk oluşturuyor. Şimdiye kadar sağ salim müdahale etti…
“TEK DÜŞÜNCEMİZ KÖYÜ KURTARMAK”
Neden köylere önem veriyoruz. Çünkü zaten ormanlar yandı. Buradaki hayvanların artık yuvaları gitti. Bazı yerlere geçebilirler, geçiş bulanlar geçecek, kaçış bulanlar kaçacak. Köylünün evi var. Anıları var. İstiyoruz ki bu evleri, insanların anılarını kurtaralım. Eğer buralar da yanarsa, insanların anılarıyla beraber yanacak. Zaten ormanların üzüntüsü bir taraftan, bir de evlerinin yanmasının üzüntüsü bu insanların kaldıramayacağı yük halini alacak. Bunu düşünerek, arkadaşlarım, meslektaşlarım kendi evlerini korur gibi koruyorlar. Dün değil evvelsi gün. Bir arkadaşımızın çocuğu komalık olmuş. Yanlış bir hap içmiş. Göndereyim seni diyorum, gitmiyor. Bugün bana iyi olduğu haberini veriyor. Diyorum ki, git göndereyim seni, geri çağırırım. Ben gitmeyeceğim, diyor. Buradaki ekibimiz o kadar benimsedi ki Muğla’yı, Marmaris’i kimse gitmek istemiyor. Elimizden geleni yapacağız diyor. Tek düşüncemiz orman yangınlarının bir an önce dinmesi ve bulunduğumuz bölgedeki köyü kurtarmak.”