HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yaptığıçağrı hakkında, "Sandıkta bu iktidar gönderilecek, ama bu suçu işleyenlerin bunun farkında olması yönünde bir çağrıdır. Mesela benim ilk çağrım yargıyadır. Ben de bir çağrı yapmak istiyorum; lütfen sadece önünüzdeki kanunlara bakın diyorum" dedi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yaptığıçağrıya ilişkin, "Bunu bir tehdit olarak değerlendirmek bence mümkün değil. Bu iktidar bugün bu hukuksuzluklara bugün kamu görevlilerini de maalesef alet ediyor ve aslında sorumlu olmadıkları kanunsuz bir emri yerine getirmekle onların sorumluluğu da ortaya çıkıyor. Bu iktidar gidicidir. Sandıkta bu iktidar gönderilecek, ama bu suçu işleyenlerin bunun farkında olması yönünde bir çağrıdır. Mesela benim ilk çağrım yargıyadır. Ben de bir çağrı yapmak istiyorum; lütfen sadece önünüzdeki kanunlara bakın diyorum" diye konuştu.
Meral Danış Beştaş konuşmasında özetle şunları dile getirdi:
"İKTİDAR BU DAVA İLE KENDİİŞLEDİĞİ SUÇLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İSTİYOR: Hakikaten Kobani kumpas davasını aslında böyle dakikalarla değil saatlerce, günlerce Türkiye toplumuna anlatmak gerekiyor. Çünkü bu dava ile aslında HDP’nin siyaset yapması, demokratik siyasete olan katkılarıönlenmek isteniyor ve en önemlisi de iktidar bu dava ile kendi işlediği suçların üstünü örtmek istiyor. Öncelikle bu davada, Kobani kumpas davasında arkadaşlarımızın yargılanan değil yargılayanlar olduğunu, orada bütün hakikatleri ifade ettiklerini, her ne kadar şu anda sözleri Türkiye’ye duyurulmuyorsa da bunun çok kısa bir süre içinde açığa çıkacağını ifade etmek istiyorum. Bugün Bekir Kaya, Selçuk Mızraklı, Gülten Kışanak, Sebahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve daha yüzlerce arkadaşımız rehin olarak tutuluyor. Neden? Siyaset yaptıkları için. Barış mücadelesi verdikleri için. Ayrımcılığa karşıçıktıkları için.
6-8 EKİM’DE SOKAĞA ÇIKAN PARAMİLİTER GÜÇLERİ SADAT MI EĞİTTİ: 6-8 Ekim’de cinayet işleyen paramiliter güçleri kimler eğitti? SADAT’ın işlediği suçları, silahlı eğitimleri görünmez kılanlar neyi gizliyorlar? 6-8 Ekim’de gerçekten bir saldırı, cinayet, katiller varsa, ki var, bunların 27’si partililerimiz diğeri de tabii ki yurttaşlarımız, bunların katilleri ortaya çıkarılmadan 6 yıl sonra tamamen düzmece bir iddianame ile arkadaşlarımız yargılanıyor. SADAT’ın derin yapılarla ilişkileri nedir? 6-8 Ekim’de sokağa çıkanlar paramiliter güçleri SADAT mı eğitti? Bu sorularımızın yanıtını istiyoruz.
ADİL YARGILANMADAN KAÇIYORLAR: Bütün bunlar aslında bu soruların cevaplarını vermeyerek aynı zamanda suçun da ikrarını ifade etmek istiyorum. Etkin bir yargılamayla adil bir yargılamayla. Çünkü yol iktidara çıkıyor. Bu nedenle adil yargılamadan kaçıyorlar.
AKP İKTİDARI PARALEL YAPILANMAYA DEVAM EDİYOR: Ortaya çıkan belgelerde şu çok net bir şekilde görünüyor. Devlet içinde ayrı bir oluşum var. Tıpkı, Gülen Cemaati gibi paralel bir yapılanmaya tanık oluyoruz. Aslında kadrolara tamamen yandaşlarını aldıkları, devletin tüm kurumlarına çöreklendikleri bu onların deyimiyle FETÖ tarzı uygulamalar her başvuranın istediği yere yerleştirildiği bir sistemde bu kadar kurumsal ve profesyonel bir şebeke halinde yaptıklarına dair çok yeni bilgiler kamuoyuna yansıdı. Bu da şunu gösterdi, AKP iktidarı paralel yapılanmaya devam ediyor."
Beştaş, Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara yaptığıçağrı ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
“SUÇU İŞLEYENLERİN BUNUN FARKINDA OLMASI YÖNÜNDE BİR ÇAĞRIDIR”
“Bunu bir tehdit olarak değerlendirmek bence mümkün değil. Şu anki kamu görevlileri, tamamen usulsüz, hukuksuz, rekabet kurallarına aykırı, aynı koşullarda mezun olanlar arasından seçim yapılmayan bir düzende yaşıyoruz. Bu çağrıyışöyle yorumlamak isterim; bu iktidar bugün bu hukuksuzluklara bugün kamu görevlilerini de maalesef alet ediyor ve aslında sorumlu olmadıkları kanunsuz bir emri yerine getirmekle onların sorumluluğu da ortaya çıkıyor. Bu iktidar gidicidir. Sandıkta bu iktidar gönderilecek ama bu suçu işleyenlerin bunun farkında olması yönünde bir çağrıdır. Bu çağrıyı biz de HDP olarak farklışekillerde de olsa defalarca ifade ettik. Mesela benim ilk çağrım yargıyadır. Ben de bir çağrı yapmak istiyorum. Lütfen sadece önünüzdeki kanunlara bakın diyorum. Sadece Anayasa’ya bakın."