MERKEZ BANKASI, ENFLASYON TAHMİNİNİ YÜZDE 14,1'DEN YÜZDE 18,4'E YÜKSELTTİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 14,1'den yüzde 18,4'e çıkardı. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, enflasyonun...

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 14,1'den yüzde 18,4'e çıkardı. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, enflasyonun 2021 yılı sonunda yüzde 18,4 olarak gerçekleşeceğinin, 2022 yıl sonunda yüzde 11,8 ve 2023 yıl sonunda ise yüzde 7 seviyesine geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağının tahmin edildiğini açıkladı.

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 2021 yılına ait 4. Enflasyon Raporu’nu açıkladı. Kavcıoğlu, rapor sunumunda, güçlü parasal sıkılaştırmanın ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin devam ettiğini belirtti. Kavcıoğlu, satır başlarıyla şunları söyledi:

TİCARİ KREDİLER, GEÇMİŞ YILLAR ORTALAMASININ OLDUKÇA ALTINDA SEYREDİYOR: Yıllık kredi büyümesi yüzde 8,7 seviyesine gerilerken reel olarak kayda değer bir düşüş kaydedilmiştir. Ancak kredi büyüme kompozisyonuna yakından baktığımızda, üçüncü çeyrek itibariyle parasal duruşun sıkılığı, ticari kredilerde öngörülerinin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladı. Ticari krediler, kur etkisinden arındırılmış yüzde 6,7 büyümeyle geçmiş yıllar ortalamasının oldukça altında seyrediyor. Bunun ihtiyaç kredileri ve kredi kartı harcamaları üzerinde, eylül ayında alınan yeni kararlarla güçlendirilen makro ihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlanmıştır. Yüksek frekanslı kredi verileri, söz konusu tedbirlerin de etkisiyle ihtiyaç kredisi artış hızının yavaşladığına, vade kompozisyonunun ise bir miktar kısaldığına işaret ediyor. Yatırım iştahlı firmaların finansmanının desteklenmesi için ticari kredilerdeki gelişmeleri önemsiyoruz. Bireysel kredilerin daha ılımlı ve dengeli bir büyüme sergilemesinin, enflasyon görünümü ve dış etken üzerindeki riskleri sınırlamak için önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.

GIDA FİYATLARININ ENFLASYON ÜZERİNDE BELİRLEYİCİ ETKİSİ VAR: Tüketici enflasyonu, yılın üçüncü çeyreğinde gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarında artışlar ile az yönlü unsurlar yönetilen, yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı gelişmelerin etkisiyle yükseldi. Bu dönem tüketici enflasyonu, yüzde 19,58 ile temmuz enflasyon raporunda sunulan tahmin aralığının üzerinde; B enflasyonu ise yüzde 18,63 ile tahmin aralığının içinde gerçekleşti. Bu farklılaşmada büyük ölçüde işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artış eğilimi belirleyici oldu. C çekirdek göstergesinde ise enflasyon yüzde 16,98 olarak gerçekleşti. B endeksinin yıllık enflasyonu, yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre artarken C endeksinin yıllık enflasyonu, aynı dönemde bir miktar azaldı. Yılın üçüncü çeyreğinde enflasyon eğiliminde, kapanma ve açılma dönemlerinin de etkisiyle dalgalı bir seyir gözlendi. Bu dönemde enflasyon eğilimi, temel mal gerilerken işlenmiş gıda ve yeniden açılmaya bağlı olarak hizmet grubunda yükseldi. Gıda fiyatlarının enflasyon dinamikleri üzerindeki belirleyici etkisi, tüm dünyada önemini korumaktadır. Olumsuz hava koşulları, kuraklık, bazı ülkelerde gıda ihracatına yönelik özel kısıtlamalar ve stok artışı, gıda fiyatlarında küresel bir artışa neden oluyor. Bu çerçevede diğer ülkelerin merkez bankaları ve politika yapıcıları da gıda fiyatlarındaki gelişmeleri, çekirdek enflasyon gelişmelerini ve artan enflasyonun üzerindeki etkisini dikkatle takip ediyorlar. Gıda fiyatlarındaki bu eğilimi Türkiye'de de gözlemliyoruz. Temmuz ve ağustos aylarında gıda fiyatları enflasyonu gerek tarihsel oranda gerekse gıda dışı enflasyondan belirgin olarak yüksek seyretti. Eylül ayında işlenmemiş gıda enflasyonunda, son 2 aydır gözlenen yüksek artışlar sonrası bir düzeltme kaydettik. İşlenmiş gıda enflasyonu ise tarihsel ortalamalarda gerçekleşti. Yıllık gıda enflasyonu, eylül ayında taze meyve sebze fiyatlarının etkisiyle sınırlı bir oranda gerilemesine karşın yüksek seviyesini korudu. Tüketim sepeti içerisinde gıdanın ağırlığının fazla olması ve gıda enflasyonundaki yüksek seviyeler nedeniyle gıdanın tüketici enflasyonuna katkısı, pek çok ülkeye kıyasla daha fazla oluyor.

PARA POLİTİKASINDAKİ SIKI DURUŞA BAĞLI OLARAK KREDİ BÜYÜMESİ YAVAŞLAMAYA DEVAM EDECEK: Yılın 3.çeyreğinde normalleşme adımlarını takiben toplam talebin güçlendiğini işaret ediyoruz. 2. çeyrekte uygulanan salgın tedbirlerinin ardından hızlanan aşılamaya paralel olarak kısıtlamalar kaldırıldı ve ertelenmiş olan harcamaların gerçekleşmesiyle iç talep canlandı. Bu dönemde ihracattaki olumlu seyir sürdü. Aşılama oranlarının artması, bazı ülkelerin Türkiye'ye yönelik seyahat kısıtlamalarını gevşetmesini de beraberinde getirdi. Böylece toplam talep koşulları her iki kaynaktan destek alırken para politikasındaki sıkı duruşa bağlı olarak kredi büyümesi yavaşlamaya devam edecek. Açılmanın da etkisiyle 3. çeyrekteki canlanmayı takiben yılın son çeyreğinde talep koşullarının daha ılımlı bir seyir izleyeceğini öngörüyoruz. Diğer yandan bazı temel tarımsal ürünlerde fiyat artışları bu dönemde de sürerken ekim ayıyla birlikte genele yayılan artışlar görüldü.

TEDARİK SORUNU ÖNEMİNİ KORUYOR: Endüstriyel metallerde fiyat artışları devam etti. Küresel talepteki toparlanmayla birlikte arz talep uyumsuzluğu nedeniyle enerji alt grubu son dönemde olumsuz olarak ayrıştı. Salgının başlarında tarihsel olarak oldukça düşük iken petrol fiyatları 2021 yılında hızlı bir şekilde yükseldi. Petrol fiyatlarında son dönemdeki fiyat artışında, arz sıkıntılarının daha belirleyici rol oynadığını görüyoruz. Emtia fiyatlarındaki artışın yanı sıra tedarik zincirindeki aksaklıklar da üretici fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Taşıma maliyetlerinde yüksek artışlar görülüyor ve tedarikçilerin teslimat süreleri uzuyor, bu da fiyatlar üzerinde arz kısıtları kaynaklı yukarı yönlü bir baskı oluşturuyor. Türkiye’de yayınlanan tedarikçi teslim sürelerine baktığımızda, eylül ayında halen 50 eşik değerinin altında olmakla birlikte bir miktar iyileşme görüyoruz. Bu durum, tedarik sorunların azalmakla birlikte önemini koruduğuna işaret ediyor.

GÖSTERGELER ENFLASYONDA ARTIŞA İŞARET EDİYOR: Hem piyasa katılımcıları anketi hem de piyasa bazlı göstergeler, enflasyon beklentilerinde son dönemde bir miktar artışa işaret ediyor. Enflasyon görünümü, salgının seyriyle, salgın dönemine özgü koşulların arz zincirleri üzerindeki etkileri, iktisadi faaliyetin ve talep kompozisyon durumu ve finansal koşullar birlikte dikkate alındığında, para politikasında güncelleme ihtiyacı olduğu değerlendirildi. Bu çerçevede eylül ve ekim aylarında politika faizinde toplam 300 puan indirime gidilmiştir.

PETROL FİYATI VARSAYIMIMIZ YUKARI DOĞRU GÜNCELLENDİ: Para politikası duruşumuzu belirlerken politika, para politikasının etkilendiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri, arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizler değerlendirilmiştir. Geçtiğimiz 3 aylık dönemde Merkez Bankası fonlaması, sade bir operasyonel çerçevede, açık işlemleri ve kur işlemleri kanalıyla yapılmıştır. Para piyasasındaki gecelik faizler, Merkez Bankası politika faizi etrafında oluşmaya devam etmektedir. Orta vadeli tahminler üretilirken başlangıç noktası olarak şimdiye kadar özetlediğim iktisadi görünümü esas aldık. İthalat fiyatları, gıda fiyatları, büyüme ve maliye politikası gibi dışsal unsurlar için varsayımlarımızı gözden geçirdik ve güncelledik. Ham petrol fiyatları, geçtiğimiz dönemde temmuz enflasyon raporu tahminlerimizle büyük oranda uyumlu olarak gerçekleşti. Ancak arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak eylül ayında başlayan, ekim ayında da devam eden fiyat artışları ham petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde, temmuz ayı tahminlerimizin üzerinde kalacağına işaret etmektedir. Bu nedenle petrol fiyatı varsayımlarımızı yukarı yönlü güncellendi. Bildiğiniz gibi ham petrole dair varsayımlarımızı, uluslararası piyasalarda oluşan vadeli fiyat eğrilerinin ortalamasını alarak oluşturuyoruz. Buna göre petrol fiyatı varsayımımızı 2021 yılı için 70,8 ABD dolarına, 2023 yılı için ise 77,5 ABD dolarına yükselttik. Petrol fiyatlarındaki artışın yanı sıra doğal gaz fiyatlarının da son dönem hızlı bir şekilde artmasına bağlı olarak uluslararası emtia fiyatları, enerji fiyatlarının katkısıyla yükseldi. Bu doğrultuda ithalat fiyatlarının genel seviyesine ilişkin varsayımlar da enerji kaynaklı olarak temmuz enflasyon raporu varsayımlarımızın üzerinde gerçekleşti. Uluslararası piyasalarda oluşan vadeli fiyat eğrisi, önümüzdeki dönemde ithalat fiyatlarının bir süre daha yükseldikten sonra düşüşe geçeceğine işaret etmektedir.

ORTA VADELİ GÖRÜNÜMÜ ESAS ALDIK: Gıda enflasyonu varsayımlarımızı, uluslararası fiyatlarda gözlenen artışlar ve tarımsal kuraklık gelişmelerini dikkate alarak 2021 ve 2022 yılları için yukarı yönlü güncelledik. Küresel iktisadi faaliyet üzerinde belirsizliklerin artmasına rağmen dış talep görünümüne ilişkin varsayımlarımızda, geçtiğimiz rapor dönemine göre bir güncelleme olmadı. Maliye politikası ve finansal politikaların para politikasıyla eş güdüm içerisinde enflasyonda ön görülen düşüş politikasıyla uyumlu bir makro çerçevede belirleneceği bir orta vadeli görünümü esas aldık.

2022 YIL SONU ENFLASYON TAHMİNİNİ 2,2 PUAN ARTTI: Enflasyonun, 2021 yıl sonunda yüzde 18,4, 2022 sonunda yüzde 11,8 ve 2023 yıl sonunda ise yüzde 7 seviyesine geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz. Böylece 2021 yıl sonu enflasyon tahmininde 4,3 puanlık güncelleme yaptık. Bir önceki rapor dönemine göre gıda fiyatları ve TL cinsinden ithalat fiyatları varsayımlarındaki güncellemeler, enflasyon tahminini sırasıyla 2,1 puan ve bir 1,5 puan artırdı. Yönetilen, yönlendirilen fiyatlar ise büyük ölçüde alkol, tütün kaynaklı olarak tahmini 0,3 puan yükseltti. Ayrıca çıktı açığındaki güncellenme de tahmini 0,4 puan yukarı çekti. 2022 yıl sonu enflasyon tahminini de yüzde 7,8’den yüzde 11,8’e yükselttik. 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 2,2 puan arttırdık. Diğer yandan gıda enflasyonu varsayımındaki güncelleme, tahmini 1 puan arttırırken çıktı açığındaki değişiklik ise 0,8 puan yükseltici yönde katkıda bulundu.

EMTİA VE NAVLUM ÜCRETLERİNDE ARTIŞLAR İZLENDİ: Enflasyonla son dönemde gözlenen yükselişte gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen, yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı gelişmeler etkili oldu. Yeniden açılmaya bağlı olarak bilhassa yaz aylarında lokanta, otel gibi bazı sektörlerde talep yönlü etkiler gözlemledik. Ayrıca salgın döneminde bazı sektörlerde ülkemize olan ek taleple ihracatımızda güçlü artış eğilimini izledim. Hali hazırda tedarik sürecine yönelik veriler, küresel ölçekte arz yönlü unsurların etkisini koruduğuna işaret ediyor. Özellikle ilk dönemde küresel talepte kaydedilen ani yükselişe arz koşulları karşılık vermekte zorlandı. Bu gelişmelerin de yansımasıyla uluslararası emtia fiyatlarında ve navlun ücretlerinde kayda değer artışlar izlendi. Bu tür kısıtların önümüzdeki dönemde kademeli olarak hafiflemesini bekliyoruz. Para politikasının etkileyebildiği talep unsurlarını, çekirdek enflasyon gelişmelerini ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirerek para politikası duruşumuzda bir güncelleme yaptık. Politika faizinde yaptığımız aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığını da değerlendiriyoruz.

SÜRDÜRÜLEBİLİR YATIRIMLAR DESTEKLENEDEK: Teknolojinin gelişimi ve hızlı sanayileşmenin yol açtığı küresel ısınma sorunu, iklim değişikliklerini de beraberinde getiriyor. Küresel iklim değişiklikleri, iktisadi faaliyeti etkileyerek başta gıda fiyatları olmak üzere genel fiyat düzeyinde ve dolayısıyla enflasyonda dalgalanmaya neden oluyor. Ayrıca küresel iklim değişiklikleri, yarattığı farklı finansal riskler aracılığıyla finansal sistemi de olumsuz etkileyebiliyor. Nitekim küresel iklim değişikliği, fiyat istikrarı ve istikrara dair yarattığı riskler nedeniyle pek çok Merkez Bankası ve uluslararası finansal kuruluşlar tarafından yakından izleniyor. Bu kapsamda son dönemde ülkemizde de yurt içi bankalar tarafından da sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredi temini ve eurobond kıymet ihraçlarının gerçekleştiğini izliyoruz. Yurt içi bankalar ve reel sektörün fonlama yapısı içerisinde sürdürülebilir temalı kaynakların payının artmasını ve bu şekilde çevre dostu ve sosyal temalı yatırımların gerçekleştirilmesinin önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Bu çerçevede TCMB olarak, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan küresel iklim değişikliğinin yarattığı finansal riskleri azaltmak amacıyla sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli olarak desteklemeyi önemsiyoruz. Bu doğrultuda söz konusu zorlama kaynaklarına dair teşvik edici, zorunlu karşılık uygulamaları, sürdürülebilir temalı kıymetlerin Merkez Bankası tarafından teminat olarak kabul edilmesi gibi çeşitli adımlara dair çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri

KONUTTA AMORTİSMAN SÜRELERİ KISALDI
İŞ BANKASI İLE ALİPAY İŞ BİRLİĞİNDE YENİ DÖNEM
PEGASUS HAVA YOLLARI’NDAN 200 UÇAK SİPARİŞİ
TECH EXPORT TÜRKİYE SUMMİT 2024 DÜZENLENDİ
TEKNOSA’YA PAZARLAMA ALANINDA 6 ÖDÜL BİRDEN