BURCU KAHRİMAN
Milli Savunma Bakanlığı, “Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Afganistan’da en başından beri olduğu gibi muharip bir görevi olmayacak, meşru müdafaa dışında herhangi bir operasyonel görevde bulunulmayacak” açıklamasını yaptı.
Milli Savunma Bakanlığı adına bilgilendirmeyi, Basın ve Halkla ilişkiler Müşavirliği Plan Subayı Hava Muhabere Binbaşı Pınar Kara yaptı. Kara’nın MSB Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgilendirme Merkezi’nde bu sabah yaptığı açıklamalar şöyle:
24 TEMMUZ 2015’TEN BUGÜNE 18 BİN 296 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ: Artan bir şiddet ve tempoda kararlılıkla devam eden terörle mücadelemiz kapsamında son iki ay içerisinde yurt içi ve sınır ötesinde PKK/KCK/PYD-YPG ve FETÖ başta olmak üzere DEAŞ dâhil terör örgütlerine karşı kararlılıkla mücadele edilmiş, 10’u büyük, 30’u orta çaplı olmak üzere 40 operasyon icra edilmiştir. 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar toplam 18 bin 296, bu yılın başından itibaren ise 1595 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonları planlandığışekilde başarı ile devam etmektedir. Operasyonların başlangıcından bu yana 215 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Ayrıca, 300’e yakın mağara/ sığınak, 600’den fazla mayın/EYP tespit edilerek imha edilmiş; çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirilmiştir."
HUDUTLARIMIZDA 40’I FETÖ MENSUBU 16 BİN 786 ŞAHIS YAKALANDI: Hudutlarımızın güvenliği insan yoğunluklu sistemler yerine teknoloji yoğunluklu sistemlerle sağlanmaktadır. Kamera, termal kamera, radar, dürbün, fotokapan ve diğer mevcut keşif ve gözetleme vasıtalarının yanında insansız hava araçları ve insanlı keşif uçaklarından da etkin bir şekilde istifade edilmektedir. İran sınır hattında 2019 yılında Yasadışı Hudut Geçiş Teşebbüsünde bulunan 74.447 şahıs engellenmiş 5.016 şahıs yakalanmış, 2020 yılında 127.434 şahıs engellenmiş 185 şahıs yakalanmış, 2021 yılında ise 56.994 şahıs engellenmiş 542 şahıs yakalanmıştır. Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde son iki ayda, hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 16.786 şahıs yakalanmış, 31.545 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Bu şahıslar arasında 40’ı FETÖ olmak üzere toplam 74 terörist yakalanmıştır. Yine bu dönemde icra edilen operasyonlarda; 29.516 paket sigara, 369 kilogram uyuşturucu, 467 adet cep telefonu ve 6 adet muhtelif silah ele geçirilmiştir.
501 PERSONELİN RÜTBESİ GERİ ALINIRKEN, 112 PERSONEL GÖREVE İADE EDİLDİ: FETÖ ile ilgili olarak; Bakanlığımız tüm birimleri ile hassasiyet ve belirlenen kriterler çerçevesinde; yeni bilgi, belge ve veriler ışığında kararlılıkla mücadelesini sürdürmeye devam etmektedir. 15 Temmuz 2016’dan itibaren 23.427 personel ihraç edilmiş, 1.869 personel hakkında ise idari süreç devam etmektedir. 1 Ocak – 28 Temmuz 2021 tarihleri arasında; 2.713 personel kamu görevinden çıkarılmış, 501 emekli personelin rütbesi geri alınmış, 112 personel göreve iade edilmiş, 13 emekli personelin rütbesi/unvanı iade edilmiştir.
AFGANİSTAN’DA EN BAŞINDAN BERİ OLDUĞU GİBİ MUHARİP BİR GÖREV OLMAYACAK: Bilindiği üzere Türkiye olarak uzun süredir Afgan kardeşlerimizin huzuru ve refahı için Afgan halkı istediği sürece yanlarında olacağımızı belirtmekteyiz. Gelinen noktada diğer NATO üyesi ülkelerin silahlı kuvvetlerinin Afganistan’dan çekilme kararı almalarıüzerine Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının hâlihazırda altı yıldır sürdürdüğü ve Afganistan için son derece kritik olduğu bilinen Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havaalanının emniyetle işletilmesi görevine devam etme durumu söz konusudur. NATO görevi ve ikili anlaşmalar kapsamında 20 yıldır sürdürülen danışmanlık ve eğitim faaliyetleri sonlandırılırken sadece havaalanının işletilmesine yönelik görevin sürdürülmesine ilişkin diğer ülke ve Afganistan yetkilileri ile görüşmeler devam etmektedir. Gerekli koşullar sağlandığı takdirde, Afgan halkı ve Afganistan’ın ilişkileri açısından büyük katkı sağlayan ve halihazırda da icra ettiğimiz bu görevi yerine getirmeye devam edeceğiz. Göreve devam edilmesi durumunda Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Afganistan’da en başından beri olduğu gibi muharip bir görevi olmayacak, meşru müdafaa dışında herhangi bir operasyonel görevde bulunulmayacaktır.
TEL ABYAD VE RESULAYN’A TÜRKİYE’DEN ELEKTRİK: Barış Pınarı bölgesinde bulunan ancak, rejim bölgesindeki Tel Tamir ve Haseke’ye su sağlayan Allouk Su Tesisi’ne de 26 Haziran 2021 tarihinden itibaren elektrik verilmemektedir. Söz konusu elektriğin kesilmesi sonucunda, Allouk Su Tesisi’ndeki motorların çalışmaması sebebiyle Tel Tamir ve Haseke bölgesine su gönderilememektedir. Rejimin, Barış Pınarı bölgesi dışında yaşayan halkı cezalandırarak ülkemizi zor durumda bırakma gayretlerine rağmen Barış Pınarı bölgesi için yaptığımız sayısız katkıya yenisini eklemek adına Tel Abyad ve Resulayn’a Türkiye'den elektrik verilmesi maksadıyla yapılan çalışmalarda sona yaklaşılmıştır.
SON 2 AYDA DEAŞ DAHİL 229 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ: Yine, Barış Pınarı bölgesindeki Sharakrak Siloları’nda bulunan ve harekât sürerken rejim güçleri ile terör örgütlerince bir kısmının talan edildiği tespit edilen tahılın, öncelikle emniyeti sağlanmış, sonrasında Rusya Federasyonu ile yapılan müzakereler ve ülkemizin çabaları ile yerel halka dağıtımı 04 Temmuz 2021 tarihi itibarıyla gerçekleştirilmiştir. Son iki ayda Suriye harekât alanlarında kahraman komandolarımız tarafından, DEAŞ terör örgütü mensupları dâhil olmak üzere 229 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.
ERMENİSTAN OLUMLU YANIT VERMEMEKTEDİR: Son dönemde Ermeni tarafının taciz ve saldırılarında artış meydana gelmiştir. Bu gelişmeler göstermektedir ki; Azerbaycan’ın zaferi ile sonuçlanan Tek Vatan Harekatı sonrası, Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’in barışıönceleyen gayretlerine Ermenistan tarafı olumlu yanıt vermemektedir. Ermenistan’ın bölgedeki saldırgan tutumu karşısında Azerbaycan Türkü kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olduğumuzu bir kez daha vurguluyor, eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetleri ile ‘İki devlet, tek millet’ anlayışıyla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanlarında olmaya devam edeceğimizi belirtmek istiyoruz.
YUNANİSTAN PROVOKASYONA DEVAM ETMEKTEDİR: Türk Silahlı Kuvvetleri Ege’de, Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam etmektedir. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) Sismik Veri Toplama Projesi ve sondaj faaliyetleri kapsamında Akdeniz’de Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi, Karadeniz’de Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Araştırma Gemisi, Fatih ve Kanuni Sondaj gemileri ile Denar-2 gemisi faaliyetlerini, deniz ve hava kuvvetleri unsurlarımızın refakat ve kontrolünde sürdürmektedir. Yunanistan, tüm olumlu ve yapıcıçabalarımıza rağmen provokasyona, hukuk dışı ve saldırgan söylemlerine devam etmektedir.
GERGİNLİĞİ TIRMANDIRAN TARAF KENDİLERİ OLMASINA RAĞMEN: Yunanistan’ın 1988 tarihli Türk-Yunan Atina Mutabakat Muhtırası'nda belirtilen "Moratoryum Periyodu (15 Haziran-15 Eylül)" dikkate alınmadan 2021 yılının tamamını kapsayan ve Ege Denizi'nde deniz geçiş faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyecek şekilde üç adet daimi saha ile 1976 Bern Mutabakatı’na aykırı olarak Ege Denizi’nde araştırma faaliyetlerinde bulunmak üzere NAVTEX/NOTMAR/NOTAM ilan etmesi ise bu tavır ve yaklaşımının bir örneğidir. Bunun da ötesinde; Yunanistan, Türkiye’nin Moratoryuma saygılı tutumu ve diplomatik girişimlerine rağmen Moratoryuma uymayarak hukuk tanımaz tavrına devam etmektedir. Konuya ilişkin gösterdiğimiz tüm yapıcı ve olumlu gayret ve girişimlerimizden maalesef sonuç alınamamış, Yunanistan’ın Moratoryumu ihlal eden uygulamalarına mütekabiliyet çerçevesinde aynıyla karşılık verme zorunluluğu doğmuştur. Bu kapsamda, 22 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan seyir duyuruları (NOTMAR) ile Ege Denizi uluslararası sularında eğitim sahalarımız ilan edilmiştir. Aynı zamanda Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de oluşturmaya çalıştığı Türkiye karşıtı cepheyi üçüncü ülkeler ve organizasyonlar ile iş birliği/anlaşmalar yaparak genişletme ve Yunan yetkililerinin Türkiye aleyhinde açıklamalarda bulunarak uluslararası kamuoyunda hukuk tanımayan ve bölgesel gerginliği tırmandıran taraf kendileri olmasına rağmen, Türkiye’ymiş gibi gösterme; iki ülke arasındaki problemleri AB, ABD ve NATO problemi yapma çabaları devam etmektedir.
HUKUK TANIMAZLIĞIN BİR BAŞKA BOYUTU: Doğu Ege Adaları ve Akdeniz’de bulunan Meis Adası’nın gayri askerî/silahsızlandırılmış statüsü, 1913 Altı Büyük Devlet Kararı, 1923 Lozan Barış Antlaşması ve 1947 Paris Barış Antlaşması ile düzenlenmiştir. Bahse konu adalar, silahlandırılmamak ve askeri amaçlarla kullanılmamak şartıyla Yunanistan’a devredilmiştir. Yunanistan’ın, Türkiye’nin barışçıl yaklaşımına rağmen Türkiye’yi tehdit olarak görme algısı yaratarak gayri askeri statüdeki silahlandırılmaması gereken adaları silahlandırması, Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklara sahip çıkmak gibi saldırgan bir tutum içine girmesi hukuk tanımazlığın başka bir boyutunu gözler önüne sererken, bir taraftan da silahlanma yarışına girmesi barışçıl, siyasal çözümden yana olmadığını, saldırganlıktan medet umduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Son dönemde girmiş olduğu silahlanma politikası yakinen izlenmektedir, bu gayretlerinin bölgenin güç dengelerine herhangi bir etkisi olmadığı gibi gerginliği tırmandırma amacı güttüğü de aşikardır.
DÖRDÜNCÜ TOPLANTININ ANKARA DA YAPILMASI İÇİN DAVET: Türkiye, başından beri sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkilerine dayalı diyalog ve görüşmeler yoluyla, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yanadır ve bu tutumunu kararlılıkla da sürdürmektedir. Ege ve Akdeniz’in barış denizi olması ve tarafların refahına katkı sağlamaları için bir taraftan istişari görüşmeleri yaparken diğer taraftan NATO’da ayrıştırma usulleri görüşmeleri yapmamızın yanı sıra daha önce ikisi Atina’da biri Ankara’da olmak üzere güven artırıcıönlemler çerçevesinde yapılan üç toplantının ardından dördüncü toplantının da Ankara’da yapılması davetimizi yineliyoruz. Ayrıca Kıbrıs Türkiye’nin milli davasıdır. Şehitlerin kanıyla kazanılan Kıbrıs Türkünün bağımsızlığından ve özgürlüğünden asla taviz verilemez. Geçmişte KKTC, Kıbrıs müzakerelerinde sorunun çözümüne ilişkin yapıcı ve samimi gayret göstermesine karşın, uluslararası toplum tarafından haksız bir şekilde izolasyon, baskı ve ambargolarla karşılaşmıştır. Türkiye Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını ve menfaatlerini geçmişte olduğu gibi korumakta ve kollamakta kararlıdır. Kıbrıs’ta eşit, egemen ve bağımsız iki devletin bulunduğu kabul edilmeden müzakerelerin ilerleyemeyeceği açıkça görülmelidir.”