ESMA TURAN
Muğla Çevre Platformu ve Menteşe Kent Konseyi, mahallelerinde özel çimento fabrikasının çimento fabrikası kurulmasını istemediklerini açıkladı. Menteşe Kent Konseyi Başkanı Nuran Aldan, “Bu kadar güzel ve bereketli bir kentin termik santraller, maden ocakları, ticari liman işletmeleri gibi kirletici faaliyetlerle işgal edildiği görülmektedir. Bu yükün üzerine bir de yerleşim ve tarım alanlarının hemen yanı başında bir çimento fabrikasının eklenmesi kabul edilemez” dedi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Menteşe Kent Konseyi, Menteşe Meclisi ve Deştin Çevre Platformu; Yatağan İlçesi’ne bağlı Deştin Mahallesi ile Menteşe'ye bağlı Bayır Mahallesi arasına özel bir firma tarafından kurulmak istenen, entegre çimento fabrikasını istemediklerini belirterek, Menteşe İlçesi Sınırsızlık Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.
Ellerinde, “Muğla’da çimento fabrikası istemiyoruz”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma” yazılı dövizlerle toplanan grup adına konuşan Menteşe Kent Konseyi Başkanı Nuran Aldan, şunları söyledi:
“1993 yılında başlayan, Bayır Mahallesi’nde Çimento Fabrikası kurma çabalarının inatla sürdürüldüğü ve günümüz itibarı ile Menteşe Belediye Başkanlığına ruhsat başvurusunun yapıldığı kamuoyunca bilinmektedir. 1993 yılındaki ilk girişimin ardından ADOÇİM Çimento Beton San. Tic. A.Ş tarafından 2006 yılında bu amaçla çalışma yürütülmüş ve Çevre Ve Orman Bakanlığı’ndan 06.08.2006 tarihinde ÇED olumlu kararı alınmıştır. Deştin köylülerinin katılımı engellenerek alınan bu ÇED kararına karşı çevre köyler tarafından ciddi bir mücadele yürütülmüş, Deştin Köyü Muhtarlığı adına açılan dava 2015 yılında ÇED izninin iptali ile sonuçlanmış ve karar 2016 yılında kesinleşmiştir.
“DAVA SÜRERKEN 2. ÇED BAŞVURUSU YAPILDI”
1. ÇED raporu ile ilgili olarak açılan dava sırasında alınan 12/02/2008 tarihli bilirkişi raporu, verilen ÇED onayının hukuksuzluğunu, çevre ve canlı yaşamına olumsuz etkisini tespit etmiş ve yargılama sonunda İptal Kararı verilmesi ihtimalini güçlendirmiştir. Bu durum üzerine aynı fabrika için henüz bu dava sürerken 2010 yılında Muğla Çimento tarafından 2. ÇED başvurusu yapılmıştır. 2. ÇED süreci 2014 yılında tamamlanmış ve 31/12/2014 tarihli 2. ÇED onayının verilmesi ile tamamlanmıştır. 2. ÇED süreci çevre köylüleri tüm karşı çıkışlarına rağmen tamamlanmış, ÇED onayının verildiği de Deştin Köy Muhtarlığına tebliğ edilmeyerek köylülerin haber alıp, tekrar dava açması engellenmiştir.
“CİDDİ SAKINLAR BULUNDUĞU ORTADADIR”
2007 yılında o dönem kurulu bulunan Bayır Belediye Başkanlığı ve Muğla İl Genel Meclisi tarafından hazırlanan İmar Planlarında fabrika alanı sanayi alanı olarak kabul edilmiştir. Bu planlara karşı 2007 yılında açılan plan iptal davası ise Danıştay tarafından 2 kez bozulmasının ardından 2019 yılında iptal isteminin reddi ile sonuçlanmıştır. Gelinen aşamada gerek imar planı ve gerekse de ÇED olumlu kararı kesinleşmiş durumdadır. Muğla Çimento isimli şirket tarafından Menteşe Belediye Başkanlığına yapılacak fabrika için ruhsat başvurusunda bulunulmuş durumdadır. Ancak ruhsat aşamasından bulunan bu çimento fabrikası ile ilgili olarak çok ciddi sakıncalar bulunduğu da ortadadır. Projeye ilişkin teknik sakıncalar TMMOB Mimarlar Odası’nın açıkladığı 01 Ekim 2021 tarihli Mesleki Denetimde ÇED Çekince Raporu’nda ayrıntılı olarak tartışılmıştır. Bu kapsamda; Tüm ÇED süreci günümüzde geçerliliği sorgulanması gereken eski verilere dayalı olarak sürdürülmüştür. Tesisin yerleşim alanlarına ve su göletine olan yakınlığı olduğundan uzak gösterilmiştir.
“EK SEFER YÜKÜ CİDDİ BİR SORUNA YOL AÇACAK”
Fabrikada sürdürülecek faaliyetin karayollarına getireceği ek yük yönünden 2010 yılı Muğla Yatağan karayolu yoğunluğu verileri dikkate alınmış, tesisin getireceği ek yük ise yanlış hesaplama yapılarak küçük gösterilmiştir. ÇED raporunda günlük 253 tır sevkiyatı hesaplaması yapılmış olmakla birlikte fabrika kapasitesi dikkate alındığında günlük ek yükün 600-700 tır seferinin üzerinde olması kaçınılmazdır. Öte yandan 40 yıl faaliyet göstermesi planlanan fabrikada, fabrika alanında bulunan maden ocaklarında patlatmalı üretim yapılması öngörülmüştür. Patlayıcı maddeler kullanılarak yapılacak üretimin yer altı su kaynaklarına ve akış yollarına yaratacağı etkinin öngörülmesi mümkün değildir.
“ÖN GÖRÜLEMEZ ZARARLARA YOL AÇACAKTIR”
Yapılması planlanan Çimento fabrikasından başlamak üzere ilimizde yapılacak ve çevreye büyük ölçekli etkide bulunacak her türlü faaliyetin 2021 yangınlarının etkisi ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Yangınların, canlı yaşamının yerleşim alanlarında değişikliklere yol açması, orman alanlarının rehabilite edilmesinin eskisine göre daha zor olması gibi gerçeklikler ışığında güncel olmayan değerlendirmelere dayanarak büyük kapsamlı faaliyetlere girilmesi ön görülemez zararlara yol açacaktır.
“ÇİMENTO FABRİKASININ EKLENMESİ KABUL EDİLEMEZ”
İlimiz denizle ormanın iç içe geçtiği, ülkemizin en güzel noktasıdır. Bu özellikleri ile gerek turizm, gerek zeytin başta olmak üzere gıda üretimi, gerekse de doğayla barışık, bal, lavanta ve benzeri üretimlerde başı çekmektedir. Bu kadar güzel ve bereketli bir kentin termik santraller, maden ocakları, ticari liman işletmeleri gibi kirletici faaliyetlerle işgal edildiği görülmektedir. Bu yükün üzerine bir de yerleşim ve tarım alanlarının hemen yanı başında bir çimento fabrikasının eklenmesi kabul edilemez.
“YÜKSEK KAMU YARARINI ÜSTÜN TUTMALARI ZORUNLUDUR”
Bu noktada Fabrika projesinin ve dayanak ÇED raporunun yarattığı kaygılar yukarıda açıklanmıştır. Konuya ilişkin yetki sahibi Kurum ve Kuruluşların, 2021 yılında yaşadığımız yangın felaketlerinin etkilerini öncelikli olarak değerlendirmeleri ve Yüksek Kamu Yararını üstün tutmaları gerekli ve zorunludur. Bu sebeple Bayır’da kurulması planlanan Çimento Fabrikasının çevre ve canlı yaşamı yönünden yaratacağı sıkıntıları tekrar hatırlatıyor ve Bayır’da çimento fabrikası istemediğimizi bir kez daha duyuruyoruz.”