İçişleri Bakanlığından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde konuştu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya organize suçla, uyuşturucuyla ve kara parayla mücadele ile ilgili “Bataklıkla değil sivrisineklerle uğraşıyorsunuz” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor.
İçişleri Bakanlığından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine konuştu. Bakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya organize suçla, uyuşturucuyla ve kara parayla mücadele ile ilgili “Bataklıkla değil sivrisineklerle uğraşıyorsunuz” dedi, “Soylu’dan iyi olmak sizi başarılı Bakan yapar mı?” diye sordu. Polis ve Jandarmaya da seslenen Bakan, “TBMM’de ve CHP Genel Merkezi’nde bir odanız var. Sizin sorunlarınızı dinleyen, çözüm önerilerinizi bilen bir kardeşiniz var” dedi. Bakan konuşmasında şunları söyledi:
“Bataklıkla değil sivrisineklerle uğraşıyorsunuz”
“Organize suçla, uyuşturucuyla, kara parayla mücadelede kararlı bir tutum sergiliyorsunuz, takdir ediyoruz ancak siz bataklıkla değil sivrisineklerle uğraşıyorsunuz. Organize suçla mücadele sadece operasyonla olmaz. Bu kadar çok suç örgütünün Türkiye’yi mesken tutmasının arkasında devletin içinde yozlaşmış kolluk kuvvetleri, yozlaşmış yargı ve bunun arkasında bir siyasi irade var. O siyasi iradenin kim olduğunu siz de biliyorsunuz ben de biliyorum. Ancak onlara da uzandığınızda başarılı olursunuz. Karapara ile mücadele sadece sosyal medya fenomenleriyle olmaz. Varlık barışının yeniden çıkmasını engelleyeceksiniz, vergi cennetlerinin listesinin yayınlanmasını kabinede gündeme getireceksiniz kara parayla mücadele edecekseniz. Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılık duymayan kişilerin vatandaş olmasını istemiyoruz, bunu engelleyeceksiniz.
“Soylu’dan iyi olmak sizi başarılı Bakan yapar mı?”
Soylu’dan daha kötüsü olamayacağı için toplumda sizin ondan daha iyi olduğunuzla ilgili bir algı var. Ama bu sizi başarılı bir Bakan yapar mı? Tek başına başarılı bakan yapmaz. Biz güçlü ve yapıcı muhalefet yapıyoruz. Yaptığınız doğru işlerin arkasında olacağız, yanlışlarınızı da yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz. Bakan oldunuz, ben sizinle ilgili olumlu düşüncelerimi ifade ettim. Bunun sebebi kamudan gelmenizdi. Geçmişte kamudan gelmeyen, devlet terbiyesi olmayan, Bakanlığın olanaklarını kendi siyasi ikbali için kullanan, trolleriyle, internet siteleriyle devletin kesesinden sadece muhalefet partilerinden de değil iktidar partisinden de kendisine muhalif olanlara itibar suikasti yapan Bakanları gördük, dolayısıyla siz geldiğinizde beyaz bir sayfa açtık ancak bu beyaz sayfa hızla kirlenmeye başladı. Şehit polis müdürü Gaffar Okkan ve 5 koruma polisinin katillerini, Hizbullah terör örgütünü savunanları ziyaret etmenizi yadırgadık. Emniyet Teşkilatının, Jandarma Teşkilatının bu kadar hızla siyasallaştığı bir süreçte bu ziyaretin anlamını ve verdiği mesajı anlamakta ben zorlanıyorum. Ardından yaptığınız İzmir ziyaretinde yanınıza MHP ve AKP il başkanlarını aldınız. Diğer siyasi partilerin il başkanları yok. AKP ve MHP Milletvekilleri var, CHP Milletvekilleri yok. Millet iradesinin tecelligahı bu Parlamento ise, Parlamento’da sadece bir kısmımız mı millet iradesini temsil ediyor yoksa hepimiz mi temsil ediyoruz? Bu konuda da sizi eleştiriyorum.
“Bu bütçede her şey var; polis yok, jandarma yok, sahil güvenlik yok”
Bütçe sunumunuzun ikinci maddesi terör, üçüncüsü organize suç örgütleri, dört uyuşturucu ile mücadele, beş siber suçlar, altı kaçakçılık, yedi asayiş. Ben buradan size soruyorum; siz bunları tek başınıza mı yapıyorsunuz? Eğer bunun için bir insan kaynağına ihtiyacınız varsa -ki var- bu insan kaynağı bu ülkenin jandarmasıdır, polisidir. Bu bütçede her şey var fakat polis yok, jandarma yok, sahil güvenlik yok. 15 Temmuz gecesi emir talimat beklemeden Jandarma Genel Komutanlığı’nın önüne gidip darbecilere direnen kahraman jandarmamız yok. Ağır çalışma koşulları, amir tahakkümü, angarya, ekonomik sorunlar, aile birliğinin bozulması sebebiyle gencecik yaşında hayatının baharında intihar eden arkasında bıraktığı notta ‘Ben mesleğime aşıktım, küçük düşürdüler, tükendim, ruhumu erittiler, Allahım sen yardım et’ diyen polis memuru Semanur; ‘Beni kimsenin bu kadar aşağılamasına, küçük düşürmesine izin vermem. Onursuzca ithamlarla yaşamaktansa ölmek yolunu seçtim’ diyen babası gibi kendisi de özel harekat polisi olan Alparslan; seccadesinin altına sakladığı nota ‘Sevgili ailem, hepinizi çok seviyorum. Size layık bir baba olamadım. Cennette sizi bekleyeceğim’ yazan ve hayatına son veren 29 yıllık uzman jandarma Haspi İpek yok bu bütçede. Sayın Bakan, Türk polisi, jandarması gözünü kırpmadan ülkesi için canını verir, vermiştir ancak her insan ailesi için, çoluğunun çocuğunun geçimini temin etmek, onlara bir gelecek kurmak için mücadele eder. Bu da onun en insani hakkıdır. ‘Promosyonum nerede’ diyen, fazla mesaisinin karşılığını soran, Polsan’a yatırdığı paranın hesabını soran polise soruşturma açan, ‘Polislik maaş mesleği değildir’ diyerek onun en insani ve hukuki taleplerini gözardı eden bir yönetim anlayışını biz geçmişte yaşadık. Şimdi sizinle bir anlayış değişikliği olduğunu umduk ancak bunun da beyhude olduğunu üzülerek görüyorum. Sizden önceki dönemde polis ve jandarma intiharları ile ilgili olarak vermiş olduğumuz soru önergeleri vardı. Bu cevap sizin döneminizde verilen cevap, bu da Soylu döneminde verilen cevap. Aynı ruhsuz, aynı basmakalıp cevap. Hiç değişen bir şey yok. Bakanlar değişti, anlayış değişmedi Bakanlıkta.
“Bir şeyi değiştirme niyetiniz varsa önce Emniyet ve Jandarma’da personele bakışınızı değiştirin”
Sayın Bakan, hakikaten bir şeyi değiştirmek istiyorsanız, niyetiniz varsa önce Emniyet ve Jandarma’da personele bakışınızı değiştirin. Eğer Bakanlığınızda bir şeyi değiştirecekseniz, bu ülkeye 39 yıl bilfiil hizmet eden 75 yaşında 11 bin TL’ye açlığa, yoksulluğa mahkum ettiğiniz polis memurunun hayatıyla ilgili bir şeyleri değiştirin. Eğer bir şeyi değiştirecekseniz, Emniyet Genel Müdürlüğünde, Jandarma Genel Komutanlığında tüm atama, tayin ve terfilerin Menzilci, Okuyucu, Yazıcı, Erzincan grubu, Kurdoğlu, İsmailağa ve daha bilmem kaç tane cemaatin, tarikatın dengelerinin gözetilerek yapılmış olamsını değiştirin. Geçmişte böyle oldu.
“İzmir İstihbarat Şube Müdürü Menzilci polis sebebiyle mi görevden alındı?”
İzmir İstihbarat Şube Müdürü Mesut Palalı… Çalışkanlığı, vatanseverliğiyle bilinen bir polis müdürü. Bu çocuk neden görevden alındı? Devletin harimi ismeti olan istihbaratta işini yapmak yerine Adıyaman’ı mesken tutan Menzilci polis sebebiyle mi alındı? Emniyet İstihbarat ve Jandarma İstihbarat geçmişte FETÖ’nün, şimdi de başka tarikat ve cemaatlerin at oynattığı yer haline mi geldi? Bu soruların yanıtlarını sizden bekliyorum. Kula kulluk edenlerin bu ülkeyi ne hale getirdiğini 15 Temmuz’da yaşadık. Bunun bir daha yaşanmasına asla izin vermeyeceğiz. Devlet memuru sadece vatana, bayrağa, kanuna, nizama bağlıdır. Memur amirinden emir alır, şeyhinden emir almaz.
“Türk Polisine ve Jandarmasına sesleniyorum: Sizin haklarınızın savunucusuyuz”
Türk Polisine ve Jandarmasına sesleniyorum: TBMM’de ve CHP Genel Merkezi’nde bir odanız var. Sizin sorunlarınızı dinleyen, çözüm önerilerinizi bilen bir kardeşiniz var. Polis, jandarma intiharları bitirilebilir. Neden olduğunu biliyoruz, çözümlerini de biliyoruz. Polisin intihar edeceği değil, emekli olacağı, çocuklarının mürüvetini göreceği koşullar yaratılabilir. Polis ve jandarmaya dünyadaki örneklerine uygun sendika kurmasına izin verilebilir. Fildişi Sahili’nde polis sendikası var, Nijer’de var, Avrupa’nın tamamında var, Türkiye’de yok. Sendika polisin ekonomik, sosyal, kültürel, ekolojik haklarını savunur, her tür sıkıntısında polisin yanında olur. İkinci şark zulmü kalkmalıdır, kalkabilir. Uyulmayan genelgeye uyulması sağlanabilir. Çakma 12/36 yerine, 12/36’ya dönülmeli. Tüm atama, tayin ve terfileri liyakata göre yapılmalı, PAEM ve POEM’de mülakat şeffaf olmalıdır. Polisin de jandarmanın da sorunları çözülebilir. Biz derdinizle dertleniyoruz. Biz bu işin takipçisi, sizin haklarınızın savunucusuyuz.”