Kayıp silahların araştırılması talebiyle TBMM'ye verilen önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. CHP grubu adına konuşan İzmir Milletvekili Murat Bakan, İçişleri Bakanlığı’nın kayıp silahlarla ilgili paylaştığı verilere dikkat çekerek o yıllarda yaşanan Gezi Parkı ve darbe olaylarını anımsattı. Bakan, "Kafamızda soru işaretleri var. Bir orduyu, artı bir tugayı donatabilecek miktarda silahtan bahsediyoruz. Bu silahlar nerede? Mesela SADAT’a verilmiş olabilir mi" dedi.
İYİ Parti tarafından kayıp silahların akıbetinin araştırılması talebiyle verdiği meclis araştırma önergesi, TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü. Önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedilirken CHP Grubu adına söz alan Murat Bakan, İçişleri Bakanlığı’nın kayıp silahlarla ilgili paylaştığı verilere dikkat çekti. Silahların yoğun olarak Gezi Parkı olayları ve 15 Temmuz darbe girişi döneminde kaybolduğunu vurgulayan Bakan, şöyle konuştu:
DARBE VE GEZİ OLAYLARI DÖNEMİ
"Kayıp silah meselesi, bir şahsın kaybettiği silah değil. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2017 yılı faaliyet raporunda, 106 bin kayıp silahtan bahsediliyor. Önceki yıllara bakıyoruz; mesela 2013 yılında kayıp silah sayısı 76 bin. Bir anda, 2014 yılında kayıp silah sayısı 14 bine düşüyor. 60 bin silah ortadan kayboluyor. 2013 yılı, Gezi Parkı direnişi olduğu dönem. Sanki 60 bin silah birilerine verilmiş de geri toplanmış gibi kafamızda şüphe uyanıyor. 2015’ten 2017’ye, iki yıl içinde 90 bin artıyor kayıp silah sayısı. Yani 2016 yılına işaret ediyor büyük ölçüde. Darbe girişiminin olduğu dönem, 90 bin silahlık bir artış görünüyor. Ordu mevcutları 80 binden başlar. Düşünün silah sayısını, bir orduyu artı bir tugayı donatabilecek miktarda silahtan bahsediyoruz. Kafalarımızda soru işaretleri var. Bu silahlar nerede? Bu silahlar mesela SADAT’a verilmiş olabilir mi? Bu sorular da kafamızda dolaşıyor."
"VEBALİ OY VERENLERİNDİR"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Biz yıkalım, hukuk arkadan gelsin” çıkışı ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün “Hukuk önden yürüsün, biz ona göre kendimizi ayarlayalım” sözlerini anımsatan Murat Bakan, şunları söyledi:
"Devletin, yürütmenin yapması gereken nedir? Emniyet Genel Müdürlüğü bununla ilgili bir soruşturma başlatır, savcılık soruşturma başlatır. ‘Biz yıkalım, hukuk sonradan gelsin’ diyen Soylu’nun bakanlığında bir soruşturma başlatıldı mı bununla ilgili? Bir soruşturma başlatılmadı. Peki yargı bununla ilgili bir adım attı mı? Hani ‘Hukuk yapar, siz onu takip edersiniz’ diyor ya sayın Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, onun bakanlığı döneminde Cumhuriyet başsavcıları bir soruşturma başlattı mı? Bununla ilgili bir soruşturma yok. Biz bu kürsüden konuşuyoruz, aydınlar yazıyor, çiziyor, basın yazıyor, televizyonlar bunu haber yapıyor. Ama bununla ilgili ne yürütmede ne de yargıda en ufak bir hareket yok. Bir silahla cinayet işlenir, siyasi cinayet işlenir, faili meçhul olur, katliam olur, darbe olur, darbe girişimi olur silahla. Bırakın tüm bunları, bir tek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının burnu kanasa bunun sorumluluğu yasama organı olarak bizim olur, eğer biz bu meclis araştırmasını onaylamazsak. Bu iş yılan hikayesine döndü. Yürütme ve yargı gereğini yapmıyorsa bizim yasama organı olarak gereğini yapmamız lazım. Denetim görevimiz gereği, bu işi konu olmaktan çıkartıp bununla ilgili bir meclis araştırması açmamız lazım. Meclis araştırması reddedilirse bunun vebali olumsuz oy verenlerindir.”