CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İstanbul'da "çocuğun cinsel istismarı suçundan" hakkında dava açılan Ramazan Güney'in "inandırıcı delil bulunamadığından ve sanığın suçlamayı kabul etmemesinden" tek celsede beraat etmesine tepki göstererek, "Çocuğun cinsel istismarı suçlarında maddi delil aramaktan vazgeçin. Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz" dedi.
İstanbul'da yaşayan 18 yaşındaki G.Y. isimli kadın, ayrılmak istediği Haktan Can Güney'in babası terzi Ramazan Güney tarafından cinsel istismara uğradı. Kadın, "çocuğun cinsel istismarı suçundan" Güney'e dava açtı. Güney hakkında "İnandırıcı delil ile yeterince ciddi açık ve belirgin emareler bulunmadığı, sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği ayrıca olaya ilişkin kamera kaydının olmadığı anlaşılmıştır" ifadesi kullanılarak tek celsede beraat kararı verildi. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Nazlıaka, beraat kararına tepki gösterdi ve şunları söyledi:
"Çocuğun cinsel istismarı suçlarında maddi delil aramaktan vazgeçin. G.Y’nin psikolojisinin düzelmesi için YaşamHak projemiz kapsamında ücretsiz psikolojik destek almasını sağlayacağız. Hayatının baharında umutsuzluğa sürüklenen G.Y’nin yaşadığı sürecin hukuksuzlukla sonuçlanmasına izin vermeyeceğiz. Bu ülkede maalesef kamuoyu baskısı olmadığında adalet tecelli etmiyor. Adaletin tecelli etmesi için iç hukuk yollarının tamamına başvuracağız. Çocuğa yönelik cinsel istismar suçları aile arasında çözülemez. Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz."
Ayrılmak istediği Haktan Can Güney tarafından da tehdit ve taciz edildiğini söyleyen G.Y. yaşadıklarını Nazlıaka'ya şöyle anlattı:
'SENİ REZİL EDERİM" TEHDİTLERİYLE YALNIZ VE ÇARESİZ HİSSETTİM: Temmuz 2019’da Haktan Can Güney ile tanıştık. Evdeki herkesin psikolojisi bozuktu. Sağlıklı bir ilişkinin nasıl olduğunu bilmediğim için kıskançlık krizlerini ve kişisel haklarıma saldırıyı‘sevgi’ sandım. Zaman ilerledikçe yaşadığımın flört şiddeti olduğunu fark ettim. Uzaklaşmaya çalıştığımda psikolojik ve fiziksel şiddet ile karşılaştım. Yaşadıklarıma bir de taciz eklendiği için ayrılmaya çalıştım. ‘Senin adınıçıkartırım’, ‘Seni rezil ederim’ tehditleri karşısında kendimi yalnız ve çaresiz hissettim.
DURUMUN AİLE ARASINDA ÇÖZÜLEBİLECEĞİNİ SÖYLEDİLER: Ocak 2020’de Haktan Can ve annesinin ısrarı ile kandilini kutlamak için babası Ramazan Güney’in terzi dükkanına gittik. Sonrasında da pantolon tadilatı için dükkana gidip geldim. Olay günü gittiğimde depoya geçmemi istedi, geçtiğimde kapıyı kilitledi ve tecavüze yeltendi. Bağırmam sonucunda kapıyı açtı, kaçtım. Yaşadığım şok ile oğlu Haktan Can’ı arayarak yaşadıklarını anlattım ama ‘babam böyle bir şey yapmaz’ diyerek kabul etmedi. Birkaç gün sonra annesi Nevim Güney aradı, ‘insanoğlu her şeyi yapabilir’ diyerek beni evlerine çağırdı. Evlerine giderek Nevim hanıma da yaşadıklarımı anlattım. Nevim hanım, Ramazan Güney’in yanına giderek ses kaydı almamı istedi. Ben de gittim, orada tekrardan taciz etti. Aldığım ses kaydını sanığın eşine dinlettim. Kaydı sildiler. Bu durumun aile arasında çözüleceğini söylediler. Can güvenliğim olmadığını düşündüm.
SES KAYDI ALDIM, DELİLİM ODLUĞUNU DÜŞÜNEREK SAVCILIĞA GİTTİM: Bu süreçte Haktan Can’ın saplantı düzeyindeki aramalarına maruz kaldım. Engellemelerime rağmen arkadaşlarının telefonlarından arayarak sürekli taciz ve tehdit etti. Bunun üzerine Haktan Can ile görüşürken ses kaydı almaya karar verdim. Mahkemeye de sunduğum görüşme kaydında Haktan Can hem babasının hem de kendisinin bana yaptıklarını itiraf ediyordu. Artık elimde bir delilim olduğunu düşünerek Savcılığa gittim. Bana yapılanlar cezasız kalmaz diye düşünürken ilk celsede duruşma kapandı.”