CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında, gıdanın temel insan hakkı olduğunu belirtti. Gıdanın bir egemenlik alanı olduğunu da kaydeden Sarıbal, tarım sektörünün 4 büyük çokuluslu şirketin elinde olduğunu belirterek, “Bu şu demektir dünyada gıda ve tarım büyük şirketlerin ve tekellerin emrindedir. Onlar istedikleri ülkenin insanlarının karnını yeterli ve dengeli duyururlar, onlar istemedikleri ülkenin insanlarının karnını yeterli ve dengeli duyurmazlar” dedi.
CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı da olan Sarıbal’ın Dünya Gıda Günü dolayısıyla yayınladığı mesajı şöyle:
“İnsanın yaşamını sürdürebilmesi su, hava ve gıdaya ihtiyacı vardır. Bu açıdan insanların yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayacak gıdaya ulaşması temel insan hakkıdır. Ancak Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Örgütü (FAO) dünyada 800 milyona yakın insanın yeterli gıdaya ulaşamadığını, yani yeterli ve dengeli beslenemediğini belirtiyor. Yine FAO küresel nüfusun 2050 yılına kadar 9,7 milyarı bulacağını ve gıda talebinin %60 artacağını tahmin ediyor.
Gıda israfının önüne geçmek kullanılan bu veriler bir başka gerçeği de ortaya çıkarıyor. O gerçek de şu; gıda artık bir egemenlik silahı haline geldi.
2019 yılında Suudi Arabistan’ın Katar’a uyguladığı ambargo, Covid - 19 pandemisi ve sürmekte olan Rusya – Ukrayna savaşı bunu açıkça ortaya koydu. Gıdayı kontrol edenler egemenliklerini dayatırlar.
Daha önce topla tüfekle ülke işgali vardı. Bugün enerji ile birlikte gıdayı silah gibi kullanan ülkeler ve şirketler var. Bugün gıda sektörü egemen devletlerin ve onların şirketlerin elindedir.
Tohum ticaretinin %65’i
Tarım ilaçlarının %84’ü
Dünyadaki gübre ticaretinin %21’i
Hayvan sağlığı ilaçlarının %56’sı
Tarım makinaları ticaretinin %54’ü dünyada 4 ulus ötesi şirkete ait.
Bu şu demektir dünyada gıda ve tarım büyük şirketlerin ve tekellerin emrindedir. Onlar istedikleri ülkenin insanlarının karnını yeterli ve dengeli duyururlar, istemedikleri ülkenin insanlarını aç bırakırlar.
Uzun süre ülkemiz temel tarım ürünlerinde kendi kendine yeten bir ülke iken 12 Eylül faşist darbesi ile yürürlüğe konulan 24 Ocak kararları ile ve sonrasında AKP’nin bilinçli tarım politikaları ile devletin tarımsal üretimden desteğini çekmesi ile bugün neredeyse bütün tarım ürünlerinde dışa bağımlıyız. AKP’nin Çiftçimiz, toprağımız, coğrafi koşullarımız yeterli olduğu halde, halkımızın ihtiyacını karşılayacak üretimi gerçekleştiremiyoruz.
Bugün savaş halindeki Rusya ve Ukrayna’dan buğday, ayçiçeği ve türevlerini alamazsak soframıza ekmek ve yağ koyamaz durumda olacağız.
Bugün ülkemizde Türkiye’de 20 milyona yakın insan yeterli ve dengeli beslenemiyor.
10 milyon insan açlık sınırında yaşıyor. Yeterli gıdaya ulaşamıyor. Yetersiz ve güvencesiz gıdaya sahip.
Bir zamanlar temel ürünlerde kendi kendine yeten ülke iken bugün tarımsal üretimde dışa bağımlı bir hale geldik. Üretmeden tüketen bir toplum olduk.
Gıda egemenliğimiz de gıda güvenliğimiz de yok.
Yaşadığımız pandemi ile tanık olduğumuz Rusya – Ukrayna Savaşı bize şunu gösteriyor; ülkemiz kendi toprağında, kendi çiftçisi ile kendi insanının yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayacak üretimi mutlaka gerçekleştirmek zorundadır.
Cumhuriyetin Kurucu Partisi olarak, bunu gerçekleştireceğiz. Çiftçimizi destekleyerek, tarımsal üretimde dışa bağımlılığa son verecek politikaları hayata geçireceğiz. Gıda egemenliğimizi ve gıda güvenliğimizi sağlayacağız.
Herkesin yeterli gıdaya ulaştığı, kimsenin yatağa aç girmediği bir ülke ve dünya mümkün diyor 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nü kutluyorum.”