CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, “Faiz sebep enflasyon sonuç” teziyle akla hayale gelmeyen politikalar uygulayan AKP’nin, faizi artırmak zorunda kaldığını söyleyerek, bunun topluma maliyetinin ağır olacağını açıkladı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Türkiye’nin acil bir üretim devrimini gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulayarak, ekonomideki çıkmazın sadece para politikalarıyla aşılamayacağını vurguladı. “İşçiye ve emekliye verilecek zamların enflasyonu körüklediği yalanı yerine, rant ve servet vergisi üzerine yoğunlaşılmalıdır” diyen Karabat, sosyal medya hesabından şu açıklamaları yaptı:
Faiz sebep enflasyon sonuç teziyle akla hayale gelmeyen politikalar uygulayan AKP, şimdi faizi artırmak zorunda kaldı. Ancak sadece para politikaları ile enflasyonla mücadele edilmez. Öyle olsaydı Arjantin çoktan enflasyon belasından kurtulmuştu.
Türkiye’nin acil bir üretim devrimini gerçekleştirmesi, dışa bağımlılığını azaltması ve adil bir vergi sistemi getirmesi gerekmektedir. İşçiye ve emekliye verilecek zamların enflasyonu körüklediği yalanı yerine, rant ve servet vergisi üzerine yoğunlaşılmalıdır.
Enflasyon sadece matematiksel bir hesap da değildir. Toplumsal huzurla ve demokrasiyle de alakalıdır. Hukuku uygulamayan, Anayasa’ya karşı gelen bir iktidarın ülkeye huzur sağlaması imkansızdır. Vatandaşlarımız bu huzursuzluğu iliklerine kadar hissetmektedir.
Gençlerimizin akın akın yurt dışına gitmesinin temelinde de bu huzursuzluk vardır. Üretim için yatırımlar yetersiz, vatandaşlar umutsuz, toplum kutuplaşmış, hukuk değil Saray’ın kanunları uygulanıyor… Bu şartlar altında enflasyonu düzeltemezsiniz.
TCMB’nin yılsonu enflasyon hedefi yüzde 36. Ancak göreceksiniz sadece yılın ilk birkaç ayında bunun yarısına ulaşılacak. TÜİK’in yalan hesaplamaları bile durumu kurtaramayacak. AKP, Türkiye’yi uzun yıllar sürecek bir enflasyon ve faiz sarmalının içine sokmuştur.
Yüksek enflasyon ve döviz açığı, diplomaside tavizleri de beraberinde getirmektedir. Türkiye’den taviz almayan ülke neredeyse yok gibidir. Vatandaşa “şükret” diyen Saray ve Saray’ın aparatları, ülkeyi felakete sürüklüyor. Söylenecek başka bir söz kalmamıştır…”