AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, “Yüzde 50+1 meselesiyle ilgili tartışmalar ileri sürülüyor. Bu hususta sayın Cumhurbaşkanı’mızın tavrı ve daha önceki açıklamaları nettir. Yüzde 50+1 demokrasimizin ve milletimizin temsil yetkisinin en güzel şekilde kullanılabilmesinin yolu olduğundan bahisle biz arkasındayız” dedi.
Cahit Özkan, TBMM’de bugün düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özkan, şöyle konuştu:
“19 yıllık süre zarfında insan haklarına ilişkin, uluslararası antlaşmalarla, anayasal düzenlemelerle, hukuk reformlarıyla vatandaşlarımızın ihtiyacı olan düzenlemeleri hayata geçirdik. Özellikle kişisel verilerin korunmasını anayasal güvence altına aldık. Kadın-erkek eşitliği noktasında, özellikle toplumda az temsil edilen çevrelerin lehine yapılacak pozitif ayrımcılığın eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağı ilkesini Anayasa’nın 10. maddesinde hüküm altına aldık. Yine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunu açmak suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde vatandaşlarımızın hak arama özgürlüğü yoluna gitmek yerine kendi ülkelerinde kendi anayasal rejimleri altında hak arama mücadelesine yeni bir mekanizma kazandırdık.
“İŞKENCEYE SIFIR TOLERANS ANLAYIŞIYLA İŞKENCE SUÇLARINA ZAMAN AŞIMINI KALDIRDIK”
İnsan hakları alanında evrensel nitelikte belge olan Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’yi iç hukukumuzun parçası haline getirdik. Birleşmiş Milletler ekonomik, sosyal ve kültürel haklara ilişkin uluslararası sözleşmeyi yine kabul ettik. Yine Birleşmiş Milletler nezdinde insan ticaretinin önlenmesine dair sözleşmeyi kabul ettik. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni esas alarak, çocuk hakları konusunda mevzuatta esaslı değişiklikler yaptık. İşkenceye sıfır tolerans anlayışıyla işkence suçlarına zaman aşımını kaldırdık ve emniyet ve idari teşkilat nezdinde etkin denetim sağladık. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararlarını, adli cezai ve idari yargıda yargılamanın yenilenmesi şartı haline getirdik. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları çerçevesinde, insan hakları ihlallerini önlenmesine ilişkin eylem planını hazırladık ve hayata geçirdik. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu kurduk ve işler hale getirdik.
“GÖZALTI KOŞULLARINI DA İYİLEŞTİRDİK”
28 Şubat mağdurlarının mesleklerine geri dönmelerini sağladık. Vatandaşlarımızın, özellikle gençlerimizin dini inanç, siyasi düşünce ve yaşam tarzı tercihleri nedeniyle hem eğitim kurumlarından hem de kamu kurum ve kuruluşlarından ayrı tutulmalarını, uzaklaştırılmalarını ortadan kaldırdık ve bu çerçevede eşitliği hem Anayasa’da hem yasalarda hem de uygulamalarda hayata geçirdik. Mafya ve çetelerle derin ve paralel yapılarla mücadele ettik. Faili meçhul dönemlerine hamdolsun son verdik. Kişi güvenliği konusunda orantısız güç kullanımının cezasını artırdık. Gözaltı koşullarını da iyileştirdik. Çukur terörüyle vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini yok eden terör örgütüyle mücadele ortaya koyduk ve terör örgütünün ortaya çıkardığı bütün zararları tasfiye etmek ve vatandaşlarımızın hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasıyla haklarının iadesini sağladık. Velhasıl saymakla bitiremeyeceğimiz onlarca, yüzlerce uluslararası sözleşme, Anayasal düzenleme ve kanun düzenlemeleriyle uygulamaları bu dönem zarfında hayata geçirdik.
“5. YARGI PAKETİ'YLE HUZURUNDAYIZ”
Bu hafta, vatandaşlarımızın yargıya olan güvenini artırmak, hak arama mücadelesinin çerçevesini genişletmek ve vatandaşlarımızın hakkı olan haklarına ulaşmalarını hızlandırmak ve kolaylaştırmak üzere yeni 5. Yargı Paketi’yle huzurundayız. Geçen haftaki görüşmeler sırasında, İcra İflas Kanunu’nda ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair iki bölüm ve 54 maddeden oluşan kanun teklifimizin geneli hakkında görüşmeleri tamamladık ve bugün birinci bölümden başlamak suretiyle yasanın görüşmelerine başlıyoruz. Bu düzenlemeyle kamu hizmetinin daha hızlı ve daha az maliyetle sunulması, icra satış sisteminin yenilenmesi ve takiplerde vatandaşlarımıza yansıyan maliyetlerin azaltılması, mülkiyet hakkının daha etkin korunması, çocukların fiziksel ve ruhsal gelişiminin desteklenmesi amacıyla insan hakları eylem planı esas alınarak hazırladığımız teklifimizi görüşüyoruz.
Bu teklifimiz ile 1932 yılından beri icra dairelerince uygulanan fiziki satış usulü kaldırılarak, elektronik satış usulünü getiriyoruz. İcranın geri bırakılması usulünü sadeleştiriyor ve kolaylaştırıyoruz. Hacizli malların daha hızlı bir şekilde satışa çıkarılabilmesi için tarife usulünü getiriyoruz. Sicile kayıtlı malların kıymet taktirine ilişkin esasları yeniden belirleyerek bunları kolaylaştırıyoruz. Borçluya haczedilen malını rızaen satma imkanı veriyoruz. Bu da vatandaşlarımızın malları satılırken daha uygun bedelle satışı ve bu noktada icra dairelerini de maalesef değişik yapılanmaların baskı ve etkisiyle fiyat belirlenmesinin de önüne geçmiş oluyoruz. Borcun taksitle ödenmesinde damga vergisini kaldırıyoruz. Yine 1932 yılından beri yürürlükte olan icra ile çocuk teslimine son vermek suretiyle çocuklarımızın psikolojilerini korumak ve anne babalarıyla duygusal, bireysel ilişkilerini çok daha kolay kurabilmeleri için düzenlemeyi getiriyoruz. Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin görev bu düzenleme çerçevesinde icra dairelerinden alınmak suretiyle adli destek mağdur hizmetleri müdürlüğüne devrediyoruz. İşlemler, çocuğun üstün yararı gözetilerek, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı, çocuk gelişimce ve rehber öğretmen gibi uzmanlar eliyle gerçekleştirilecek. Çocuğun anne ve babasıyla kişisel ilişki kurması işlemleri bu çerçevede tamamen ücretsiz hale geliyor. Çocuğun ailesiyle görüştürülmesinde uygulanan zor kullanma usulü de tamamen kaldırılıyor. İlam veya tedbir kararının yerine getirilmesini engelleyen disiplin hapsiyle cezalandırma öngörülüyor. Kişisel ilişki kurulmasına dair kararın gerekleri yerine getirilmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayet hakkının değiştirilebilmesine ilişkin bir düzenlemeyi de bu paket çerçevesinde getiriyoruz. Bu vesileyle İcra İflas Kanunu başta olmak üzere 9 kanunda değişiklik öngören kanun teklifimizin İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde bugün görüşülmesine devam edecek.
“İYİ PARTİ’NİN KENDİ ÜZERİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMESİNİ İSTİYORUZ”
Siyasette etik ve ahlak kurallarının egemen olmasını istiyorsak ve hele hele adı ahlaki kuralların olumlanması anlamına gelecek ‘iyi’ olarak ifade edilen bir siyasi parti, bu çerçevede adım atmıyorsa bunun hangi adımların nerede atılacağı elbette Anayasa’da ve iç tüzükte yazmaktadır. Bu çerçevede biz, sürekli ifade ettiğimiz gibi İYİ Parti’nin kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini istiyoruz. Lütfi Türkkan’ın milletvekilliğinden yarılması, bugün gelişmiş batı demokrasilerinde her zaman başvurulan bir yöntemdir. Bu çerçeveden doğru olanın, öncelikle Lütfü Türkkan’ın kendi siyasi kararıyla istifasını vermesi ve bu çerçevede parlamentoda alınacak kararla da bu süreci sonlandırmaktır.
“TİLKİ KÜMES SAHİBİYLE HELALLEŞMEK İSTİYORSA GÖZÜNÜ KÜMESTEKİ DİĞER TAVUKLARA DİKMİŞTİR”
Tilki, kümes sahibiyle helalleşmek istiyorsa gözünü kümesteki diğer tavuklara dikmiştir. Yani burada CHP, zaten kendi içerisinde dahi ortak bir noktaya varamamışken, kendi içerisinde geçmişle yüzleşmek yerine, geçmişin hesaplarını sürdürmek gibi bir gayreti olmasına rağmen kendi genel başkanları da bir koltuk devşirebilmek için helalleşmek adı altında günü kurtarmaya çalışıyorsa başlaması gereken noktada tek parti dönemlerine kadar uzanmalıdır. CHP’nin 100 yıla yakınlık sürede yaptığı hataları, özellikle Gazi Mustafa Kemal’den sonra, tek parti uygulamalarının, Milli Şef dönemlerinde İsmet İnönü’nün neler yaptığına tek tek bakacak olursak hepsinden tek tek özür dilemelidir. Milletimizin her bir ferdiyle helalleşmelidir.
“3600 EK GÖSTERGE 2022 YILINDA ÇÖZÜLECEK”
3600 ek göstergeyle ilgili sayın Cumhurbaşkanı’mız net bir tavrı ortaya koyarak, 2022 yılında bu işin çözüleceğini ifade etti. Bu çerçevede siyasi kararımız alınmış vaziyette ve bunun sadece etki analizi çerçevesinde bakanlıkların yapması gereken çalışmalar var. Bu noktada işin büyük kısmı üzerine düşen Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı’mız Vedat Bilgin Bey, kendi çalışmalarının başladığını ve inşallah gelen yılın ilk ayından itibaren çalışmaları hazırlayarak Meclis’in gündemine getirmeye gayret ettiklerini ifade etti.
“YÜZDE 50+1’İN ARKASINDAYIZ”
Yüzde 50+1 meselesiyle ilgili tartışmalar ileri sürülüyor. Bu hususta sayın Cumhurbaşkanı’mızın tavrı ve daha önceki açıklamaları nettir. Yüzde 50+1 demokrasimizin ve milletimizin temsil yetkisinin en güzel şekilde kullanılabilmesinin yolu olduğundan bahisle biz arkasındayız. Evet, elbette olması gereken oran ne? Keşke siyaset arenasına çıkıp milletten yetki isteyenler yüzde 70 oy almayı hedefleyebilseler. AK Parti olarak bizlerin hedefi, yüzde 70’tir, yüzde 80’dir.”