CANSU TİMUR
Kendisini ağır yaralayan Harun Sazlar’ın, saldırıdan iki yıl sonra tahliye edilmesine tepki gösteren Öznur Gülbaş, “16 bıçak darbesinin bedeli iki yıl oldu. 6284’ün uygulanmasını talep ettiğimde hakim, "6284’ün konumuzla ne alakası var" dedi” diye konuştu.
Eskişehir’de, Temmuz 2019’da, o dönem boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından bıçaklanarak ağır yaralanan Öznur Gülbaş, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde; ANKA Haber Ajansı’na konuştu.
Yargılama sürecinin sonunda, Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Harun Sazlar hakkında “öldürmeye teşebbüs” suçlamasıyla 16 yıl 6 ay; “tehdit ve hakaret” suçlamasıyla da 7 ay 15 gün hapis cezası kararı verdi.
Karar, istinaf mahkemesine taşındı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi Sazlar’a yönelik “öldürmeye teşebbüs” suçlamasını düşürdü; “kasten yaralama” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezası almasına hükmedildi. Sazlar, istinaf kararının ardından tahliye edildi. Gülbaş’ın verdiği bilgiye göre, avukatları, kararı Yargıtay’a taşıdı.
Gülbaş, “İki yıldır mücadelemin boşuna gittiğini düşünüyorum ama ben asla vazgeçmeyeceğim. İtirazlarımızı yaptık, bekliyoruz” dedi. Gülbaş, şunları söyledi:
"GÖNÜLLÜ VAZGEÇMİŞ OLSAYDI DELİLLERİ KARARTMAZDI"
“Ben elinden kaçıp kurtulduktan, tantuniciye sığındıktan, o kadar adam kapıya yığıldıktan sonra birbirimizi bıçakladık deyip de o şekilde ambulansı araması onun gönüllü vazgeçtiğini kesinlikle göstermiyor. Gönüllü vazgeçmiş olsaydı içerde delilleri karartmazdı. Masanın üstünde ekstra iki tane bıçak vardı, yıkanmıştı. Paspas yapıyordu polis paspas yaparken buldu kendisini. Bana göre ‘gönüllü vazgeçme’ değil. Bunu hukuki olarak kesinlikle kabul etmiyorum.”
"KELEPÇE ARIZALANACAKSA BEN NASIL GÜVENDE OLACAĞIM"
Gülbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Sazlar’ın elektronik izlemeyi ihlal ettiğini belirterek şöyle konuştu:
“Çıktıktan bir hafta-10 gün sonra elektronik kelepçe takıldı. Elektronik kelepçe takılmasına rağmen iki kez elektronik kelepçeyi ihlal etti. Bir keresinde cihazı arızalandı, toplam 3 kere ihlal olmuş oldu. Bana göre ihlaldir. Kelepçe arızalanacaksa ben nasıl güvende olacağım. Teknik olarak bunun çaresine bakılmalı.”
“16 bıçak darbesinin bedeli iki yıl oldu” diyen Sazlar, dava aşamasında avukatların 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep ettiğini ancak uygulanmadığını söyledi. Sazlar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"HAKİM, "6284'ÜN KONUMUZLA NE ALAKASI VAR?" DEDİ"
“6284’ün uygulanmasını talep ediyorum’ dediğimde hâkim bana şunu söylemişti. ‘Ne alakası var? 6284’ün konumuzla ne alakası var’ diye bir cevap aldım ben. Halbuki çok alakası var. Avukatlarımızın hepsi vurguladı. İstanbul Sözleşmesini vurguladı. O zaman İstanbul Sözleşmesi kalkmamıştı zaten. İstinaf aşamasına gelindiğinde İstanbul Sözleşmesi kalkmıştı. O yüzden onları zaten göz ardı ettiler, hiçbir şekilde yararlanamadık o haklarımızdan.”
"HİÇ ADİL BİR YARGILAMA OLMADI"
Kadınlar mahkeme koridorlarında mağdur ediliyor. Kadınların sözleri ciddiye alınmıyor, beyanı esas sayılmıyor. Özel hayatı o kadar karmaşıktı ki onun özel hayatını ben afişe etmedim. Kadın kadının yurdudur diyoruz ya kadınların hayatını düşünerek afişe etmedim. Gelin görün ki hiç onlara bakılmadı. Erkek yapsa yeridir ama kadın yaparsa namus söz konusudur. Benim hiçbir şekilde açığımı bulamadıkları gibi onun o kadar açığına rağmen maalesef ki hiç adil bir yargılama olmadı. Ve bütün kadınlar bunu maruz kalıyorlar emin olun. Bu hakaretlere bu iftiralara maruz kalıyoruz, bu kadar ucuz değil.”