EDDA SÖNMEZ
Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu, "Çoklu kurumsal bir çöküş yaşıyoruz. Parlamentonun fonksiyonları yok, demokrasi yok, hukuk yok, adalet yok, basın özgürlüğü yok. Yolsuzluklar ve soygun düzeni almış başını gitmiş. Ekonomi çökmüş; işsizlik ve enflasyon, toplumun çok büyük bir kesimini sefalete sürüklemiş durumda" dedi. Serdaroğlu, Anayasa’nın ilk 6 maddesine yürekten inanan kişi, kurum ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğine hazır olduklarını söyledi.
Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu, Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meriç Köyatası’yla birlikte İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında, ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılar ve partisinin bunlara ilişkin çözüm önerilerini içeren yol haritasını ve ekonomi programını açıkladı.
Açıklamasına, “Biz hiçbir partinin devamı değiliz. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerine, Anayasa’nın ilk altı maddesine inanan bir partiyiz" sözleri ile başlayan Rifat Serdaroğlu, "Bu ilkelere inanan herkesle iş birliği yaparız. Ancak gördüğümüz şu: Türkiye çok kötü yönetiliyor. Devletimizin tüm kurumlarıçökertildi. Ekonomi perişan halde. Geçim sıkıntısı, açlık, işsizlik Türk milletini canından bezdirdi. Bunca yolsuzluk ve sefalete rağmen iktidarın oyları düşüyor, ama hala birinci parti" diye konuştu.
Serdaroğlu'nun konuşmasının satır başladışöyle:
"ANAYASAMIZIN İLK 6 MADDESİNE İNANAN SİYASİ PARTİLERLE İŞ BİRLİĞİNE HAZIR BİR PARTİ: Doğru Parti, Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerini benimsemiş bir partidir. Anayasamızın ilk 6 maddesine yürekten inanan kişilere kapısı açık; tüm kurumlar, siyasi partiler ve STK’lar ile iş birliğine hazır bir partidir. ‘Tek adama’ dayalı otoriter rejime geçilmesi, adalete ve devlete olan güvenin kaybolması, başta gençler olmak üzere toplumun büyük bir kesiminde, geleceğe olan umutların tükenmesi ve tüm bunların üzerine, ekonomideki yangın ve sefalete rağmen oy kaybetse de iktidar partisi, ne yazık ki birinci parti görünümündedir.
ÇOKLU KURUMSAL BİR ÇÖKÜŞ YAŞIYORUZ: Çoklu kurumsal bir çöküş yaşıyoruz. Parlamentonun fonksiyonları yok, demokrasi yok, hukuk yok, adalet yok, basın özgürlüğü yok. Yolsuzluklar ve soygun düzeni almış başını gitmiş. Ekonomi çökmüş; işsizlik ve enflasyon, toplumun çok büyük bir kesimini sefalete sürüklemiş durumda.
EN KISA ZAMANDA SEÇİMLERE GİRMEYE HAK KAZANACAĞIZ: Türkiye’nin merkez partisi olarak, Doğru Parti olarak biz, merkezdeki, merkez sağdaki ve merkez soldaki kararsız oylar ile protesto oyları başta olmak üzere gençlerimizin, kadınlarımızın ve ülkeden umudunu kesen herkesin oyuna talibiz. Bugün Türkiye’nin 53 ilinde teşkilatımızı kurduk. Kongrelerimizi yapıyoruz ve en kısa zamanda seçimlere girmeye hak kazanacağız.
TÜRKİYE’DE TEK ADAMA DAYALI SİSTEM DEĞİŞTİRİLMELİ: Türkiye’nin ekonomik sorunlarını aşmak için öncelikle Türkiye’de tek adama dayalı ucube sistemin değiştirilmesi, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi gerekiyor. Türkiye derhal yasama, yürütme ve yargıda kuvvetler ayrılığını benimseyen sisteme geçmeli. İktidar bloğu hariç, herkes Türkiye’de güçlü parlamenter sistem gerektiğini söylüyor. Bizim adına ister "güçlü', ister "etkin" deyin, parlamenter sistem için görüşümüz ve önerilerimiz şudur: Seçim barajı kaldırılmalı, 350 kişilik millet meclisi ile 150 kişiden oluşacak senato kurulmalıdır. Güçlü parlamenter sistem için güçlü milletvekili ve senatör gereklidir. Bunun için milletvekili ve senatör adayları genel merkez tarafından atanmak yerine tüm parti üyelerinin katıldığıön seçimle belirlenmelidir. Üzerinde anlaşılacak bir sayı belirlenip, STK’ların ve toplumun imza toplayarak yasa teklifi vermesi sağlanmalıdır.
SAYIŞTAY DENETİMİ GÜÇLENDİRİLMELİ: Güçlü ve oturmuş demokrasiler için yaygın ve etkili denetim mekanizmasışarttır. Meclis denetiminin yanı sıra yargı denetimi ve özellikle Sayıştay denetimi de güçlendirilmelidir. Demokrasilerin sağlıklı işleyebilmesinin en önemli şartlarından birisi de toplumun özgürce kanaatinin oluşmasını sağlamaktır. Bu amaçla düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve bu özgürlüklerin anlamlı olabilmesi için özgür ve bağımsız basın şarttır. Basına dördüncü kuvvet denmesinin temel nedeni, özgür ve yaygın şekilde kanaat oluşumunu sağlaması ve denetim mekanizması olarak görev yapmasıdır.”
MERİÇ KÖYATASI: EKONOMİ BORÇ BATAĞINA SAPLANDI
Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Meriç Köyatası da hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi ve programlarına ilişkin bilgi paylaştı. Ekonominin, iktidarın hatalı politikaları nedeniyle borç batağına saplandığını savunan Köyatası, “Bugün Türk ekonomisi büyümeye çalıştıkça fakirleşen, içeride küçük bir azınlık, dışarıda da finans kapital tarafından sömürülen hastalıklı bir yapıda” tespitinde bulundu.
Enflasyonun kalıcı ve yapışkan hale geldiğini, devletin açıkladığı enflasyon ile bilim insanlarının açıkladığı enflasyon arasında iki kattan fazla fark bulunduğunu anlatan Köyatası, şöyle konuştu:
"Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ekonomide, toplumun büyük bir kesiminde yoksulluk hüküm sürüyor. Önümüzdeki günlerde bu açlık sorununa bir de ısınma sorunu eklenecek. Mutfakta yangın sürerken evlerde donma tehlikesi baş gösteriyor. Devlet bütçesi, halka hizmet bütçesi olmak yerine sarayın şatafat bütçesi ile iktidar yandaşlarını zengin etme bütçesi haline dönüşmüş durumda. Üstelik bunu yaparken de sürekli açık veriyor ve borçlanıyor. Sadece bugünü değil, yap-işlet-devret modeliyle hastane, otoyol, köprü, hava limanı gibi projelerle gençleri ve daha doğmamışçocukları bile 25 yıllık bir borç batağının içine sokuyor.”
"KARMA EKONOMİK MODEL TEMEL TERCİHİMİZ"
Devletçilik ile piyasayı birleştiren karma ekonomik modelin temel tercihleri olduğunu belirten Köyatası, "Kalkınmacı bir planlama anlayışı ile insanıönceleyen, güçlü sosyal devlet politikalarını benimseyen, çevreye ve gezegene saygılı ekonomi politikalarını hayata geçirmek için çalışacağız" diyerek, iktidara gelmeleri halinde ekonomide atacakları adımlarışöyle sıraladı:
- “Devlet ve özel sektörün, tarımda da kooperatiflerin yer aldığı karma ekonomik model uygulayacağız. Devlet Planlama Teşkilatı’nı kuracağız ve tarımda, sanayide, kentleşmede yerelden genele kalkınmalı bir planlı ekonomi modeli geliştireceğiz.
- Kalkınma hamlesinin birinci ayağı eğitim olacak. Güçlü bir eğitim hamlesi ile tarımda, sanayide, hizmetler sektöründe verimliliği ve üretimi artıracağız. Güçlü eğitim için öğretmenlerin yeterliliğini artıracağız, öğretmenlerin maaşlarını milletvekili maaşları seviyesine getireceğiz.
- Tarımda çiftçinin tüm borçlarını sileceğiz. Kooperatifleşmeyi sağlayacağız. Tarım da planlama yapacak, bu plana göre çiftçiye, tohum, mazot, gübre, ilaç, damızlık hayvan, yem desteği vereceğiz.
- Planlanmışüretimde her ürün için çiftçiye karlı alım garantisi vereceğiz. Hiçbir çiftçinin elinde ürün kalmayacak. Topraksız çiftçiye ve kentlerden kırsal kesime göçmek isteyen ailelere toprak tahsis edeceğiz.
- Yeni Kuşak Köy Enstitüleri kuracağız. Her köye normal öğretmenlerin yanı sıra Köy Enstitülü bir öğretmen, bir ziraat mühendisi ve bir veteriner atayacağız. Böylece Atatürk’ün aydınlanma devrimlerine devam edip tarımda üretimi ve verimliliği artıracağız.
- Her kentte üniversitelerle iş birliği yaparak Atatürk Orman Çiftliği benzeri Ar-Ge çiftlikleri kuracağız. Sanayide planlı kalkınma modeline uygun olarak her bölgede yerel girişimcilerin sanayi tesisi kurmasını teşvik edeceğiz.”
Serdaroğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Serdaroğlu, basın özgürlüğü ile ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:
"Medyanın büyük bir kısmı, AKP tarafından "haram havuzu" ile beslenen medya. Milli hassasiyeti olan 3-4 tane medya kuruluşumuz var. Onlar da ekonomik sıkıntı içindeler. İktidarın her türlü ahlak dışı baskılarına uğruyorlar. Bu iktidar gitmeden Türkiye’de bağımsız ve özgür medya olması mümkün değil. Çünkü böyle bir kavram yok Erdoğan’ın kafasında.”
"AKP'DEKİ OYLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ MERKEZ SAĞDAKİ OYLARDIR"
Serdaroğlu, partisinin kuruluş amacının şu sözlerle anlattı:
“Bu partiyi kurmadan önce 2,5 sene Çoban Ateşi Hareketi Platformu ile Türkiye’yi dolaştık. 74 vilayeti gezdik arkadaşlarımızla beraber. Halkımızdan gelen bir ihtiyaçla, taleple kuruldu Doğru Parti. Ülkemizde yaşanan bugünkü sıkıntılara rağmen, ekonominin çökmesine rağmen, Türkiye’nin Cumhuriyet değerlerinin, Anayasa'sının paspas edilmesine rağmen, bütün bunları yapan AKP hala birinci parti. Buradaki oyların büyük çoğunluğu da merkez sağdaki ve merkezdeki oylardır. Bunları biz alacağız. Çünkü o insanlarla yıllarca siyaset yaptık geçmişte. O insanları aldatmadık, o insanları kandırmadık, doğruluktan da hiçbir zaman ayrılmadık. Genel Kongreyi yaptıktan sonra Doğru Parti’nin oy oranı net olarak çıkacak, söylediklerimiz de anlaşılacak.”