Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Ahmet Uncu; orman yangınları ve sel felaketleri ile ilgili olarak “Bu olayları doğal bir afet olarak değil olsa olsa yetersiz ve öngörüsüz yöneticilerin sebep olduğu bir afet olarak değerlendirebiliriz. Unutulmamalıdır ki; günü geldiğinde dereler mülkünü geri alır” açıklamasını yaptı.
TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Uncu, yaptığı yazılı açıklama ile orman yangını ve sel felaketlerini değerlendirdi. Açıklamasında Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Adana ve Osmaniye illerinde de orman yangınları sonucunda binlerce hektar ormanın yanarak kül olduğunu belirtti. Kurum ve kuruluşların, bu yangınları küresel ısınmanın bir sonucu ve “doğal afet” olarak değerlendirdiğini belirten Uncu’nun, açıklamasışöyle:
"HER FELAKET SONRASI OLDUĞU GİBİ VATANDAŞA IBAN NUMARASI GÖNDERMEYİİHMAL ETMEDİLER"
"Yangınların başladığı ilk günlerinde "Biz büyük bir ülkeyiz" söylemleriyle gelecek yardımlar reddedilmiştir. Oysa başlangıcında alınacak tedbirler, zamanında ve kapsamlı müdahaleler, yangının boyutunun bu denli büyümesini engelleyebilirdi. Her felaket sonrası olduğu gibi vatandaşa IBAN numarası göndermeyi de ihmal etmediler. Yangının başladığı ilk günlerde turizm bölgelerindeki ormanlarla ilgili çıkarılan turizmi teşvik kanunu da düşündürücüdür.
"YANGINLARA MÜDAHALEDE GEÇ KALINDI"
Orman yangınını söndürmekte yetersiz kalan ilgililer, yangının söndürülmesi konusunda belediyeleri suçlama ve hedef gösterme çabasına girdiler. Biz biliyoruz ki, yangın mahallelerden ormana değil, ormandan mahallelere yayılmış ve yerleşim yerlerinin yanmasına sebebiyet vermiştir. Şayet ormanlarda çıkan yangınlara müdahale etmek belediyelerin işi ise, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın anlamı nedir?
Orman yangının yerleşim bölgelerine sıçraması sonucu; Adana İli Kozan ve Aladağ ilçelerine bağlı mahallelerde, toplam 47 konut, 17 ahır, 13 depo ve 1 müştemilat yıkık veya ağır hasarlı, 22 konut ve 8 ahır, 4 depo ve 2 müştemilat az hasarlı olarak tespit edilmiştir.
"UNUTULMAMALIDIR Kİ; GÜNÜ GELDİĞİNDE DERELER MÜLKÜNÜ GERİ ALIR"
Özellikle Karadeniz’de meydana gelen sel, çok sayıda insanımızın canına mal olduğu, birçok insanımızın da kayıp olduğu belirtilmektedir. Bu sel felaketinin sadece doğal afet olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. Zira doğanın binlerce yılda kurduğu dengeyi, HES yapmak için ormanları kesip, derelerin akışını ve debisini değiştirip, dere havzasını imara açarak konut yapılmasına müsaade edilirse, üstelik kaçak yapılar "İmar Affı" ile yasal hale getirilirse, bu sonuçlar kaçınılmaz olacaktır. Bu olayları doğal bir afet olarak değil olsa olsa yetersiz ve öngörüsüz yöneticilerin sebep olduğu bir afet olarak değerlendirebiliriz. Unutulmamalıdır ki; günü geldiğinde dereler mülkünü geri alır.
"İMAR PLANLARI FEN VE TEKNİĞE UYGUN OLARAK YAPILMALI"
Adana’nın ülkenin sayılı nehirlerinden olan Seyhan nehri ve bu nehri besleyen dereler üzerine kurulduğunu kaydederek ilimizde yerel yöneticiler, şehri planlarken, günlük çözümlerle, ‘ben yaptım oldu’ mantığı ile hareket ederek, Adana’nın çarpık bir kent haline gelmesine sebep olmuştur.
Şehre ait planlar yapılırken, dereler korunmalı, derelerin işgal ettiği alanlar içine yapılaşmaya izin verilmemelidir. Özellikle Seyhan nehri kıyıları rekreasyon alanı olarak belirlenmelidir. TMMOB bileşenleri olarak, Adana’da yıllarca dile getirdiğimiz "İmar planlarının" fen ve tekniğe uygun olarak yapılması talebimiz, ne acıdır ki yerel yöneticiler tarafından dikkate alınmamıştır.”