DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile görüştü. Babacan, “Ülkemizin genel iklimi, özellikle özgürlüklerle ilgili sorunlar nedeniyle hekimlerimiz başka ülkelere gitmeye başladı. Türkiye kaçmak, gitmek isteyenlerin ülkesi haline geldi. Biz kendi içimizde sağlık eylem planımızı çalışıyoruz” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile partisinin genel merkezinde görüştü, görüşme sonrasında basın toplantısı yapıldı.
Babacan, “Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin ilk 90 gününde neler yapılabileceğinin listesini çıkarıyoruz. TTB ve diğer sağlık meslek örgütleriyle de istişaremizi yapıp sağlık eylem planımızı kamuoyuyla paylaşacağız” dedi. Babacan, şunları söyledi:
“TTB İLE ÇALIŞMAYI ÖNEMSİYORUZ: Yaşadıkları sıkıntıları ve giderek artan sorunları, masaya yatırdık. Pandeminin ilk günlerinden bu yana TTB ile yakın diyalog içindeyiz. Sorunları doğru teşhis etmek için Türkiye’de hekimleri temsil eden en geniş meslek örgütü olan TTB ile yakın çalışmayı gerçekten önemsiyoruz. Sorunlar çok fazla ve artıyor. Hekimlerimizin çalışma şartları, pandemi ile beraber olağanüstü uzun mesai saatleri ve son dönemlerde randevu süresinin kısaltılması ile ne kadar yoğun iş yükünün olduğu tescil edilmiş oldu.
SİYASETE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR: Sağlıkta şiddet başka önemli sorun. Özellikle siyasetin dilinin doktorluğun, hekimliğin onuruna yakışan bir saygı dili olması gerekiyor. Burada siyasete çok büyük bir sorumluluk ve görev düşüyor. Özlük haklarıyla ilgili kuşkusuz sorunlar var. Bunların rasyonel ve adil bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Pandemi döneminde çok sayıda hekimimizi kaybettik. Hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının hakkını ödeyemeyiz.
HEKİMLERİMİZ BAŞKA ÜLKELERE GİTMEYE BAŞLADI: Ülkemizin genel iklimi, özellikle özgürlüklerle ilgili genel iklimi ve çalışma koşulları ile ilgili sorunlar nedeniyle hekimlerimiz başka ülkelere gitmeye başladı. Kendi ve ailesinin yarınlarını göremeyip, hayatını başak ülkede kurmak isteyen hekimlerimizin sayısında artış görüyoruz. Türkiye kaçmak, gitmek isteyenlerin ülkesi haline geldi. Bu da bizi derinden üzüyor. İstişare, ortak akıl lazım. Biz kendi içimizde sağlık eylem planımızı çalışıyoruz. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin ilk 90 gününde ve ilk 360 gününde neler yapılabileceğinin listesini çıkarıyoruz. TTB ve diğer sağlık meslek örgütleriyle de istişaremizi yapıp sağlık eylem planımızı kamuoyuyla paylaşacağız.”
KORUR FİNCANCI: SAĞLIKTA DEĞİŞİM DEĞERİNİN BEDELİ, SALGINDA 200 BİN İNSANIMIZI YİTİRMİŞ OLMAMIZDIR
Korur Fincancı, sağlıkta dönüşüm politikalarını eleştirdi ve “Özellikle, sağlıkta dönüşümle birlikte, kışkırtılmış sağlık talebi, sağlığın bir kar alanı olarak tanımlanmış olması, pandemi döneminde hepimize, sağlığın bir değişim değeri olamayacağını gösterdi. Bu değişim değerinin bedeli, aslında salgında fazladan ölümleri de kattığımızda 200 binin üzerinde insanımızı yitirmiş olmamızdır. Her hafta 1500 insanı yitiriyor olmamızdır” dedi.
Korur Fincancı, sağlık emekçilerinin üzerindeki yüke de değindi ve şunları söyledi:
“Biz 73. Büyük Kongre’mizde sağlığı toplumsallaştırmaktan ve bu temelde sağlık politikalarını toplumla birlikte oluşturmaktan bahsetmiştik. O yüzden siyasi partilerin toplumun temsilcileri olarak yer almaları bizim için önemli. Sağlık çalışanları üzerindeki yükün ne kadar olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yükü artık meslektaşlarımız taşıyamaz oldu ve biz onları yitirmeye başladık. Türkiye sağlık gücünü yitiriyor. TTB olarak bu hedefte Sağlık Bakanlığı’ndan istediğimiz randevuya da yanıt alamayınca 11 Ekim’de bir eylem planı açıkladık. 23 Kasım’da İstanbul’da bir beyaz yürüyüş başlatıyoruz. Buraya gelme sebebimiz sağlığı toplumsallaştırmak temelinde ve deva partisi ile onların bir arada hareket ettiği birlikte yürüdüğü insanlara ulaşmak, için davette bulunmaktı. 23 kasımdan 27 kasıma kadar Kocaeli bursa Eskişehir duraklarından sonra 27 kasımda TTB önünde buluşacağız ve beyaz forum yapacağız.
Beyaz forum yapacağız. Tüm sağlık çalışanları ve toplum temsilcilerinin söz alacağı, renklerini o foruma yansıtacağı bir forum olacak. Emek bizim söz bizim diyoruz. Burada söz hakkımızı kullanabilmemize olanak sağlayan Deva Partisi Genel Başkanı’na teşekkür ediyoruz.”