Haber: CEM HAYAT - Kamera: AZİZ METİN TURAN
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 23 Kasım Günü İstanbul'dan başlattıkları "Beyaz Yürüyüş" Ankara'da son buldu. TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Sadece hekimler için değil tüm sağlık emekçileri için insanca yaşayacağımız emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Performans sisteminin kaldırılmasını, döner sermaye uygulamasına son verilmesini, sabit maaşımızın bunlara muhtaç etmeyecek, emekliliğe yansıyacak şekilde düzenlenmesi istiyoruz. Çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi, insanca çalışma süreleri istiyoruz" dedi.
TTB'nin 23 Kasım günü İstanbul'dan başlattığı Beyaz Yürüyüş; Kocaeli, Bursa ve Eskişehir duraklarından sonra bugün Ankara'da sonlandı. Türkiye'nin farklı yerlerinden gelen yüzlerce hekim TTB Genel Merkezi'nin önünde buluştu. İstanbul'dan temsili yürüyüş yapan ekip, TTB Genel Merkezi'ne kısa bir mesafe kala güvenlik güçleri tarafından durduruldu. Yaşanan anlaşmazlığın çözülmesiyle birlikte yürüyüş ekibi alanda bekleyen hekimlerle buluştu.
TTB Genel Merkezi'nin önünde basın açıklaması yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı şunları söyledi:
"BİR HEKİMİN GÜNDE 100 HASTAYA BAKMASINI ÖNGÖREN BU SAĞLIK SİSTEMİ, SAĞLIKSIZLIK ÜRETMEKTEDİR"
"Sağlık Bakanı’ndan ilk randevuyu talep ettiğimizden bu yana tam 390 günün geçtiği bugün, Türkiye tarihinin en büyük ekonomik ve siyasal krizlerinden birisi yaşanmaktadır. Bu krizin en görünür biçimde yansıdığı alan sağlık alanıdır. Sağlık Bakanı ise sağlıkla ilgili sorunları sağlık emekçilerinin, hekimlerin temsilcileriyle konuşmaktan sürekli kaçmaktadır. Sağlıkla ilgili sorunları yalnızca tweet atarak, sayılarla oynayarak çözeceğini zannedenler; bilim insanlarını, sağlık emekçilerini, hekimleri dinlemeyenler, bugün sağlık sistemindeki bu kötü gidiş nedeniyle kaybettiğimiz her canımızın da sorumlusudurlar. Sağlığı alınıp satılan bir metaya; hastaneleri işletmeye; hastaları müşteriye ve sağlık emekçilerini köleye çeviren “Sağlıkta Dönüşüm Programı”, gelinen aşamada sağlık sistemini tamamen çökertmiştir. 5 dakikada bir verilen randevuyla sağlık ve hekimliği 5 dakikaya sığdırmaya çalışan; bir hekimin günde 100 hastaya bakmasını öngören bu sağlık sistemi, sağlık değil sağlıksızlık üretmektedir.
"TÜM TOPLUMSAL KESİMLER GİBİ BİZ DE GEÇİNEMİYORUZ"
Tüm toplumsal kesimler gibi biz de geçinemiyoruz. Bugün bir uzman hekimin yalın maaşı 5 bin 500 lira, pratisyen hekimin ise 4 bin 500 lira civarındadır. Aldığımız maaşlar emekliliğe de yansımamakta; Bağ-Kur’a bağlı bir hekim, emekliliğinde asgari ücretin dahi altında maaş almaktadır. Tüm bu olumsuz tabloya karşı ‘Karanlığa Karşı; Önlüğümüzün Beyazına, Özlük Haklarımıza, Halkın Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz. Emek Bizim, Söz Bizim’ diyerek 23 Kasım’da İstanbul’da başlattığımız yürüyüş ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyeleri, Tabip Odaları yöneticileri ve üyelerinden oluşan temsili heyet Kocaeli, Bursa ve Eskişehir’de meslektaşlarımızla, sağlık çalışanlarıyla, toplumla buluştuktan sonra bugün burada, Ankara’da, yedi bölgemizden ve tüm illerimizden gelen hekimler ve sağlık emekçileri ile Beyaz Forum gerçekleştireceğiz.
"TÜM SAĞLIK EMEKÇİLERİ İÇİN İNSANCA YAŞAYACAĞIMIZ, EMEKLİLİĞE YANSIYAN TEMEL ÜCRET İSTİYORUZ"
Beyaz yürüyüş boyunca ifade ettiğimiz taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz: Sadece hekimler için değil tüm sağlık emekçileri için insanca yaşayacağımız emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Performans sisteminin kaldırılmasını, döner sermaye uygulamasına son verilmesini, sabit maaşımızın bunlara muhtaç etmeyecek, emekliliğe yansıyacak şekilde düzenlenmesi istiyoruz. Çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi, insanca çalışma süreleri istiyoruz. 7200 ek gösterge ve tüm sağlık emekçilerine pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı istiyoruz. Sağlıkta şiddete karşı caydırıcı, içi boşaltılmamış, uygulanan bir yasa istiyoruz. KHK ve güvenlik soruşturmaları ile işinden alıkonulmuş tüm sağlık çalışanlarının derhal işlerine başlatılmasını istiyoruz. Şehir hastanelerinin kamulaştırılmasını istiyoruz. Herkese eşit, parasız, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde sağlık hizmetinin sunulduğu basamaklandırılmış bir sağlık sisteminde çalışmak istiyoruz. Sağlık Bakanlığı; yabancı uyruklu, YÖK kadrosu ayrımı yapılmaksızın tüm asistanların emeklerinin karşılığını aldığı; çekirdek eğitim müfredatına uygun, asistan hekimlerin tüm süreçlerde söz sahibi olduğu bir uzmanlık eğitimi istiyoruz. Özgür, özerk, eşitlikçi, demokratik üniversite ve tıp fakülteleri; nitelikli tıp eğitimi istiyoruz. İntern hekimlerin en az asgari ücret ve sigorta ile çalıştırılmasını istiyoruz. Sağlık alanındaki yöneticilerden kaynaklı mobbingin son bulmasını, liyakata dayalı atamaların yapılmasını istiyoruz. Özel hastanelere değil kamu hastanelerine bütçe ayrılmasını istiyoruz. Aile hekimliği ceza yönetmeliğinin geri çekilmesini, birinci basamak sağlık sisteminin bölge tabanlı olacak şekilde yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Özel hastanelerde hekim ve sağlık emekçilerinin fazla çalıştırılmasına ve ciro baskısına son verilmesini istiyoruz. Covid-19’un illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılmasını istiyoruz. Sağlığın olmazsa olmazı, barışçıl ve demokratik bir ortamdır. Adaletsizliğin, antidemoktratik uygulamaların son bulduğu; toplum sağlığının önemsendiği demokratik bir ortamda çalışmak istiyoruz."
ANKA Haber Ajansı'na konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey ise şu açıklamayı yaptı:
"HİÇBİR DÖNEMDE SAĞLIK EMEĞİ BU KADAR UCUZLAMAMIŞTI"
“Hiçbir dönemde sağlık emeği bu kadar ucuzlamamıştı ve sağlık emekçilerine yönelen şiddet bu kadar üst düzeye varmamıştı. İki senedir bir pandemi dönemi yaşıyoruz. Pandemide alkışlarla başlayan, ek ödemelerle müjdelenen ama devamında hırpalanan bir sağlık emeğine tanık olduk. Bizler bu şartlar altında talep ettiğimiz özlük haklarımızı, gayet insanı bir talep olarak dile getiriyoruz. Bütün sağlık emekçilerinin; yoksulluk ücretinin üzerinde, hayatını sağlıklı idame ettirecek temel ücretin emekliliğine yansımasını talep ediyoruz. 4D’li işçilerin üçlü vardiya şeklinde çalışma şekilleri var, farklı istihdamlarda çalışan sağlık emekçileri var, bu istihdam farklılıklarının getirdiği farklı ödeme şekilleri var. Sağlık emeğinin ekip işi olduğunu düşünürsek, bir bölünmüşlüğe neden olan ve örgütlenmesinin önüne geçen bir istihdam modeli… Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz.
TTB, bir hekim örgütüdür ama halkın sağlık hakkının ve sağlık emekçilerinin sağlık hakkının söz söyleyenidir. SES de TTB’nin bu etkinliğini yürekten, gönülden destekleyen; sağlık emeğinin bir ekip işi olduğuna inanan ve bu mücadeleyi yürüten bütün örgütlerle el ele mücadeleye devam eden bir emek örgütüdür. SES’liyiz, güçlüyüz, TTB’nin yanındayız.”
"PERFORMANSA DAYALI BU SİSTEMİN KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUN EN BAŞINDAN BERİ BİLDİRİYORUZ"
Ankara Dişhekimleri Odası Başkanı Serhat Özsoy ise şunları söyledi:
“Emeğimizin yok sayıldığı, mesleğimizin değersizleştirildiği bugünlerde yeniden sesimizi duyurmak için TTB’nin başlattığı eylemlilik sürecine biz de diş hekimleri olarak destek vermeye geldik. Özellikle pandemi döneminde meslektaşlarımız çok yoruldular; hem hak ettikleri değeri görmediler, maddi ve manevi olarak da yıprandılar. Ne yazık ki başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bizi yönetenler sesimizi yeterince duymuyor. Biz de sesimizi duyurmak için bu eylemlilik sürecindeyiz. Performansa dayalı bu sistemin kabul edilemez olduğunu en başından beri bildiriyoruz. ‘Ne kadar çok hasta bakarsan o kadar çok para öderim’ sistemi, toplumun sağlığını da hiçe saymak demektir. Biz özlük haklarımızı, emekliliğe yansıyacak şekilde ödemelerini bekliyoruz. Hak edecekleri, ideal şekilde yaşayabilecekleri ücretlerin; bütün sağlık meslek çalışanlarına eşit şekilde ödenmesini bekliyoruz.”
Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası Başkanı Can Kirişçi ise şöyle konuştu:
"COVİD OLUP, 15 GÜN RAPOR ALIP EVİNDE İZOLE EDİLEN HEKİM VE HEMŞİRE ARKADAŞLARIMIZIN MAAŞLARINI KESTİLER"
“Ekonomik kayıplarımızın tazminini ve insanca yaşama seviyesinde emeğimizin karşılığını istiyoruz. ‘Emek bizi, söz bizim’ diyoruz. TTB’ye sendikamız adına da destek veriyoruz. Biz aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarını temsil eden bir sendikayız. Şu anda asgari ücretin altında alan hemşire arkadaşlarımız var. 6-7 bin liraya çalışan hekim arkadaşlarımız var. Hele ki bu süreçte, bu artık sürdürülebilir bir şey değil. Köprülere, otoyollara verilen paranın halkımıza aktarılmasını, sağlığımıza aktarılmasını istiyoruz. Emeğimizin karşılığını istiyoruz, güvenli çalışma şartları istiyoruz, sağlıkta şiddete karşı tedbirler istiyoruz. Covid’i bile meslek hastalığı saymadılar. Covid olup, 15 gün rapor alıp evinde izole edilen hasta hekim arkadaşlarımızın, hemşire arkadaşlarımızın maaşlarını kestiler.”
HDP'li milletvekilleri Habip Eksik, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Şevin Coşkun'un da katıldığı basın açıklamasının ardından yüzlerce hekim, sorunlarını konuşacakları Beyaz Forum'u düzenlemek üzere Yılmaz Güney Sahnesi'ne yürüdü.