CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP’nin kapatılabileceğini yazan Sabah Gazetesi başyazarı Mehmet Barlas için, “Kenan Evren’in çocuğu olduğu için, midesine fakir fukaranın lokması girdiği için atıp tutuyor” dedi. Ağbaba, “Bu, bağımsız bir yazar değildir. Saraydan almış olduğu talimatı söylemektedir. Biz, bedeli ne olursa olsun -sürgün olur, cezaevi olur- demokrasiyi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Veli Ağbaba başkanlığındaki CHP Esnaf Masası, Kayseri’de iki gün boyunca yurttaşların sorunlarını dinleyecek. 41 kişilik heyet halinde Kayseri’ye giden Esnaf Masası, şehrin bütün ilçelerini ziyaret edecek ve sendikalar, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, esnaf odaları, esnaf, kanaat önderleri ile görüşecek.
Esnaf Masası’nın Kayseri programı, Veli Ağbaba’nın özel bir otelde bugün düzenlediği basın toplantısıyla başladı. Ağbaba’dan önce konuşan CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Kayseri’de yaşanan sorunlara değinerek, “Biz betonlaşmaya karşıyız dediler, şehrinin göbeğine kocaman kocaman binalar diktiler” dedi.
Arık, Kayseri’de iş dünyasının da ulaşım sorunundan şikayet ettiğini hatırlatarak, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin bu sorunlara karşı verdiği yanıtları aktardı. Arık, Kayseri’ye verilen hızlı tren sözünün de tutulmadığını söyleyerek, “Kayseri, zengin bir kent, evet. Bu iktidara kadar zengin bir kentti. Bir yılda yüzde 110 yoksulluğu arttırdılar” diye konuştu. Arık, Kayseri’de her 3 kişiden birinin yoksul hale geldiğini öne sürdü.
Çetin Arık, Kayseri’nin her geçen gün daha kötüye gittiğini savunarak, “Kayseri, 143 bin dekarlık tarım alanını kaybetmiş ve 43’üncü sırada yer alıyor. Kadın iş gücüne katılım oranında da Türkiye’de 66’ncı sıradayız. Kişi başı kamu yatırımlar arasında da 81 il arasında 78’inci olan Kayseri” dedi.
“Kayseri Türkiye’nin en önemli kentlerinden birisi. Sanayi ve ticaret anlamında Türkiye’de çığır açmış bir kentimiz” diyen Veli Ağbaba ise şöyle konuştu:
ERDOĞAN’A TEPKİ: “Bugünlerde siyasetçilerin ülkeyi bölmemesi ve kutuplaştırma yaratmaması lazım. Dün, AKP Genel Başkanı’nın ilk yapmış olduğu şey, Atatürk’ün kurduğu partiye saldırmak oldu. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Atatürk’ü övmesinden ve ipine sarılmasından mutluyuz. Kendi açıklarını Atatürk üzerinden kapatmaya çalıştığını da görüyoruz. Keşke Atatürk tartışılmasa, bu ülkenin kurucusu hakkında ağır laflar edilmese. Bizi eleştirenlerden, Genel Başkan’ımıza hakaret edenlerden Atatürk’le ilgili alacağımız ders yok. O ki okullarda andı kaldırmış, resmi kurumlardan T.C.’yi kaldırmış. Kendi beslemiş olduğu insanlar, hainler, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesinin namusuna laf etmiş. Ya da ‘Saat 09:05’te kenefe gidin’ diyen fesli deli Kadir’i sofrasının baş konuğu yapmış, yazmış olduğu kitapları AK Parti’nin seçim malzemesi olarak kullanmış birinden alacağımız ders yoktur.
MEHMET BARLAS’A YANIT: Bugün Ortadoğu coğrafyasına baktığımız zaman; Müslüman coğrafyasında etnik kimlikten dolayı birbirimizi yemiyorsak laik, demokratik Cumhuriyet’e ve Atatürk’e borçluyuz. Bir taraftan biri söylüyor; öbür taraftan her dönemin dönmesi, bir zamanlar Kenan Evren’i evinde ağırlayan, darbenin çocuğu, ailece devleti sömüren, kimi zaman Özalcı, kimi zaman Demirelci köşe yazarı var. Mehmet Barlas diyor ki ‘CHP kapatılabilir, seçimlere girmesi yasaklanabilir. 150 kişilik milletvekili listesi hazırlanıp, sürgüne gönderebilir’ diyor. Bu açık bir darbedir. Haddini aşıyor. CHP kapatılacakmış. Senin 7 feriştahın gelse CHP’nin önünden geçebilir mi? Besleme basın, şimdi CHP’nin kapatılmasından, 150 kişinin sürgüne gönderilmesinden söz ediyor. Bu konuda AK Partililerin görüşlerini merak ediyoruz. Kenan Evren’in çocuğu olduğu için, midesine fakir fukaranın lokması girdiği için atıp tutuyor. Kenan Evren de diyordu ‘Asmayalım da besleyelim mi’ diye. Bu da bütün muhalifleri yurt dışına sürmekten bahsediyor. Bu, bağımsız bir yazar değildir. Saraydan almış olduğu talimatı söylemektedir. Biz, bedeli ne olursa olsun -sürgün olur, cezaevi olur- demokrasiyi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.
BARINSA AÇ KALIYOR: Bir ekonomik buhranı yaşıyoruz. Son bir yılda artık karnımız doymuyor, barınamıyoruz da. İstanbul’da ev kiraları yüzde 73, Adana’da yüzde 65, İzmir’de yüzde 49, ilimiz Kayseri’de ise yüzde 63 oranında armış durumda. Ankara’dan örnek verelim; Ankara yüzde 50 ile en az artan illerinden birisi. Ankara’da ortalama ev kirası bin 900 liraya yükselmiş. Asgari ücret ile ev kirası arasındaki fark, sadece 925 lira. Açlık sınırı 3 bin 100 lira. Son bir yılda kömür yüzde 89, soba fiyatı yüzde 82, odun fiyatı yüzde 41 artmış. Asgari ücretli barınsa ısınamıyor, ısınmak istese aç kalıyor. Yarı aç karnını doyursa bu sefer de barınamıyor, dışarıda kalıyor.
EDİSON KEŞFETMEZDİ: Doğal gaz ısınmak, elektrik aydınlatmak, ev ise barınmak içindir. Bu keşifler, yüz yıllar önce vatandaşın hayatını kolaylaştırmak içi keşfedildi. 21’inci yüzyıl Türkiye’sinde asgari ücretli 1800’lü yılları yaşıyor. Herhalde Edison, tarihin en büyük icatlarından bir tanesi olan ampulün AKP’nin simgesi olacağını bilseydi, keşfetmek için bu kadar zahmete girmez, bir kez daha düşünürdü. Hükümet sözcüleri, ‘Daha az porsiyon yiyin, Peygamber efendimiz de tam karnını doyurmazdı’ diyor. Yandaş medya var ki çığır açtı. Kuru ekmeğin faydalarından bahsediyor. Bir başka AKP sözcüsü, ‘Marketlere giderken küçük araba alın’ diyor. Adeta milletin aklıyla dalga geçmeye devam ediyorlar.
TÜİK VE İŞKUR RAKAMLARI ÇELİŞİYOR: Bir taraftan da devletin kurumları birbirini yalanlar halde. Türkiye’nin en büyük problemi genç işsizlik. TÜİK rakamlarına göre yüzde 21, gerçek rakamlara göre yüzde 50 genç işsizliği var. TÜİK, ‘Eylül ayında 70 bin kişi işsizlik azaldı’ diyor. İŞKUR, ‘Hayır azalmadı, eylül ayında 156 bin arttı’ diyor. TÜİK ‘azaldı’, İŞKUR ‘arttı’ diyor.
İŞTEN ÇIKARMA YASAĞI BİTTİKTEN SONRA HER AY 150 BİN KİŞİ İŞSİZ KALMIŞ: Türkiye’de 30 milyon 538 bin 629 kişi, düzenli olarak sofrasına tavuk ve et koyamadı. 57 milyon kişi, konut masraflarının kendine yük getirdiğini söylüyor. 40 milyon 936 bin kişi, borç ve taksitlerini ödeyemiyor. 30 milyon kişi, evini yeteri kadar ısıtamadığını söylüyor, yani 30 milyon kişi evinde üşüyor. İşten çıkarma yasağından bu yana Türkiye’de tam 632 bin kişi işsiz kalmış durumda. Hazirandan ekim ayına kadar 632 bin kişi işten atılmış durumda. Bu demek oluyor ki işten çıkarma yasağının bitmesinden sonra 4 ayda, her ay tam 150 bin kişi işsiz kalmış.
AÇLIK SINIRININ 3’TE 1’İNE: 7 milyon 500 bin kişi, TÜİK verilerine göre, aylık bin 192 lira ve altında gelirle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Neredeyse açlık sınırının üçte biri civarında. 3 milyon 274 bin çocuğun yaşadığı evde tek bir çalışan yok. 3 milyon çocuğun yaşadığı evde internet, 709 bin çocuğun yaşadığı evde televizyon yok. Hala 3 milyon çocuk bilgisayarın tuşuna dokunabilmiş değil. Son 5 ayda, 1 milyon 525 bin kişinin elektriği kesiliyor. Son 5 ayda, 674 bin ailenin doğal gazı kesilmiş durumda. 5 milyon 700 bin gencimiz evde. Ne iş arıyor ne eğitimden yararlanıyor. Evde anne ve babasının eline bakan 5 milyon 700 bin gencimiz oluşmuş durumda.
ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI: Seçime gidilmediği her gün, bu ülkenin daha da geriye gittiğine hep beraber şahit olacağız. Derhal erken seçim çağrısında, bir kez daha bulunuyoruz. Bu ülkeyi kurtaracak olan, liyakat sahibi insanlardır. Ülkeyi derhal seçime götürerek, devlet tecrübesi olan, ailesinde şaibeli olmayan bir insanın bu ülkeyi yönetmesi gerekiyor.”
CHP heyetinde yer alan isimler şöyle:
Veli Ağbaba, Abdurrahman Tutdere, Ahmet Önal, Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Ali Keven, Ali Mahir Başarır, Ali Şeker, Ayhan Barut, Bayram Yılmazkaya, Bekir Başevirgen, Burak Erbay, Candan Yüceer, Cengiz Gökçel, Çetin Arık, Ednan Arslan, Erkan Aydın, Faruk Sarıaslan, Gamze Taşcıer, Gürsel Erol, Gonca Yelda Orhan, İrfan Kaplan, İsmail Atakan Ünver, İsmet Tokdemir, Mahmut Tanal, Mehmet Güzelmansur, Metin İlhan, Mustafa Tuncer, Mürsel Alban, Müzeyyen Şevkin, Necati Tığlı, Nihat Yeşil, Orhan Sümer, Ömer Fethi Gürer, Özcan Purçu, Özkan Yalım, Özgür Karabat, Serkan Topal, Sibel Özdemir, Utku Çakırözer, Yüksel Mansur Kılınç ve Yüksel Özkan.”