Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Uzun yıllar ülkemizin gurur kaynağı olan Türk Hava Kurumu’nun (THK) maalesef son yıllarda üzerinde bir baskı ve varlığını ortadan kaldırma politikasıyla karşı karşıya“ dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu yazılı açıklamasında şunları kaydetti:
“Başarı ve rekor dolu geçmişi ile Türk Hava Kurumu günümüzde sadece sportif havacılık faaliyetleri ve yangın söndürme çalışmaları ile uğraşıyor. Ancak bu köklü ve başarılı kurum liyakatsizliğin kurbanı olma yolunda hızla ilerliyor. THK’yı yıpratma operasyonları ile ilgili süreç 2013 yılına kadar uzanıyor. 2013 yılında THK’nın en önemli gelir kalemi kurban derisi toplama konusundaki tekel yetkisi kaldırıldı. Atatürk’ün emaneti olan THK’nın iflası için her yol denendi. Mevcut iktidar döneminde THK’nin birçok geliri kesildi.
THK uçakları Etimesgut’ta çürümeye terk edilirken yurt dışından uçaklar kiralandı ve çok büyük paralar harcandı. Bu durum 2021 yılında yaşanan yangın felaketinde iyice hissedilir oldu. O dönemde bile THK’nın kullanılabilir yangın söndürme uçakları pistte tutulurken Türkiye’nin değerli ormanları yandı, kül oldu.
İktidar baskısına bir de yöneticiler hakkındaki görevi ihmal ve yolsuzluk iddiaları da eklenince kurum hem borç batağına girdi de hem de 2019’da kayyum atandı.
Basın, sonun başlangıcı olan bu gelişmelere yeterli ilgiyi göstermedi ve yaşanan bu olaylar gündeme gelmedi. Öyle ki THK’da kayyum dönemi süresiz uzatıldı ancak kamuoyunda olayın vahametine ilişkin farkındalık oluşturulamadı.
Kayyum heyetinin görevinin süresiz uzatılmasında 2 hususun etkili olduğu iddia ediliyor.
Bunlardan ilki; havacılık alanında uluslararası sertifika verebilen tek kurumun Türk Hava Kurumu olması iddiası. Bu iddiaya göre esas amaç Türkiye Hava Sporları Federasyonu’na (THSF) THK’nın yetkisini devredebilmek ve THSF’ye sertifika yetkisi kazandırmak.
Diğer iddia ise Türkiye sathına yayılmış birçok taşınmazı ve mal varlığı olan THK’nın bu varlıklarına el koyma imkânı elde edilmesi.
Ne acıdır ki; THK’yı ele geçirme planları ara verilmeden ilerledi, ilerlemeye devam ediyor. Öyle ki basında yer alan iddialara göre; THK ana binasında görevli bazı personel sürgün ediliyor. Söz konusu personel Türk Hava Kurumu Üniversitesi, Gökçen Havacılık İktisadi İşletmesi ve THK Vakfı’nda görevlendirerek tarihi kurum binasından uzaklaştırılıyor ve açılan yerlere tarihi kurum kültüründen ve tecrübeden yoksun Türkiye Hava Sporları Federasyonu’nun istediği siyasi olarak iktidara yakın isimler yerleştiriliyor.
Mevcut durumda; kayyumlarla ve havacılık ile ilgisi olmayan atamalarla THK şekillendirilmeye ve içi boşaltılmaya çalışılıyor.
Şu unutulmamalı ki yönetimler hataya düşebilir, başarısız olabilir. Mevzuat dışında ve gayri hukuki uygulamalar yapan yöneticiler cezalandırılır ve başarılı yönetimlerin tesis edilmesi için süreç mevzuata uygun şekilde ilerler.
Ancak Türk Havacılığının gurur kaynağı, Atatürk’ün emaneti THK’nın yıpratılması ve yapısının bozulması Cumhuriyetimizin bu köklü kurumunu yıpratıyor, şahsi menfaat ve hırslar Cumhuriyet değerimiz olan Atatürk’ün emaneti bu kurumun başarısının ve hatta var olmasının önüne geçiyor.
Son söz olarak; Türkiye’de askeri ya da sivil havacılığa gönül verenlerin bu kurumdaki değişim ve dönüşüm zorlamalarına sessiz kalmaları da, acı bir tecrübe olarak mutlaka tarihe not düşülecektir. THK, Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyet mirasına saygı için de önem taşıyor. Sorumluların derhal gerekli düzenlemeleri yaparak THK'yı eski günlerine kavuşturmasını ve Atatürk'ün bu emanetine sahip çıkmasını bekliyoruz. Aksi takdirde THK'nın kaderi, tarihe kara bir leke olarak geçecektir.”