TUNCELİ'DE 'GEÇİNEMİYORUZ' EYLEMİ YAPANLAR İLE POLİS ARASINDA ARBEDE YAŞANDI

TUNCELİ'DE 'GEÇİNEMİYORUZ' EYLEMİ YAPANLAR İLE POLİS ARASINDA ARBEDE YAŞANDI

Tunceli'de, Emek ve Demokrasi Platformu’nun zamları protesto etmek için yapmak istediği basın açıklamasına, eylem yasağı gerekçesiyle izin verilmedi. Polis...

Tunceli'de, Emek ve Demokrasi Platformu’nun zamları protesto etmek için yapmak istediği basın açıklamasına, eylem yasağı gerekçesiyle izin verilmedi. Polis ile eylemciler arsında arbede yaşandı.

Aralarında siyasi parti ve STK temsilcilerinin bulunduğu Emek ve Demokrasi Platformu, ‘Geçinemiyoruz’ mitingi yapmak için Tunceli Valiliği’ne başvurdu. Valilik, mitinge izin vermedi. Platform üyeleri, bu durum üzerine Seyit Rıza Meydanı’nda basın açıklaması yapmak istedi. Polis, Tunceli Valiliği’nin koronavirüs tedbirleri kapsamında aldığı eylem ve etkinlik yasağını gerekçe göstererek gruba izin vermedi. Platform üyeleriyle polis arasında arbede yaşandı.

Platform üyeleri, yaşanan gerginliğin ardından, “Geçinemiyoruz” pankartıyla Sanat Sokağı’na yürüdü ve basın açıklamasını burada yaptı. HDP İl Eş Başkanı Nurşat Yeşil, burada yaptığı açıklamada, valiliğin kararını kınadı. Platform adına konuşan Kadir Ulaş, ekonomik krizin her geçen gün arttığını ifade ederek asgari ücret artışının emekçiler lehine somut bir karşılığının olmadığını söyledi.

"ÜLKEYİ EKONOMİK ÇÖKÜŞE GÖTÜRMEKTEDİR"

Döviz kurlarındaki artışın, işsizliğin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, derin yoksullaşmanın önünü açtığını belirten Kadir Ulaş, şunları söyledi: 

“Temel tüketim maddelerine, gıdaya, kiralara, petrol ve doğal gaza gelen zamlar karşısında ücretlerin erimesi, asgari ücretin açlık sınırının altında olması, ekonomik krizin olumsuz etkilediği piyasa şartları, işçiler, emekçiler ve yoksul halk açısından hayatı yaşanmaz kılıyor. Hayatı saraydan ve onun yarattığı bir avuç yandaşın koşullarından ibaret sanan tek adam rejimi, 2022 yılı bütçesini de yine bu çete düzenin çıkarlarını gözeterek oluşturmuş durumda. ‘Beşli çete’ diye ifade edilen ve ülkenin bütün gelirlerinin neredeyse tamamının peşkeş çekildiği iktidar yanlısı şirketler için oluşturan bütçe, ülkeyi ekonomik çöküşe götürmektedir. Bu şirketlere tanınan vergi afları, Hazine garantili köprü, şehir hastanesi, yol ödemeleri, tercihli verilen ihaleler ile bir soygun düzeni oluşturulmuştur.”

"EMEKÇİ AÇLIK SINIRINDA"

Sermaye çevrelerinin ve hükümet tarafının ‘yüksek beklenti’ illüzyonu yaratılarak başlanılan asgari ücret görüşmelerinin tamamlandığını dile getiren Ulaş, “Yeni oran 4 bin 250 TL olarak açıklandı. Açık ki iktidar, asgari ücreti ‘standart ücret’ haline getirerek milyonlarca emekçiyi açlık sınırında sınamaya devam etmektedir. Yüksek enflasyon ve TL’nin sürekli değer kaybına rağmen 4 bin TL bandına kamuoyunun hazırlanması da bunun bir ifadesidir. Döviz kurundaki dalgalanmalar ve TL’nin sürekli biçimde erimesi karşısında asgari ücret artışının emekçiler lehine somut bir karşılığı yoktur. Hal bu iken Erdoğan’ın cevabı, ‘Sizin zamanınızda çalışana dolarla mı maaş veriyordunuz’ şeklinde olmuştur. Bu ifadeler, gerçeği yansıtmadığı gibi adeta halkın aklıyla dalga geçildiğinin de açık göstergesidir. Asgari ücretin açıklandığı süreçte dolar 15,50 TL’ye, euro da 17,50 TL’ye ulaşmışken açıklanan artışın emekçiye nefes olmayacağı açıktır” dedi. 

"ALANLARDA OLACAĞIZ"

Halk için bütçe, insanca yaşanacak ücret, gelir ve vergi adaleti taleplerinin hayat bulması için alanlarda olacaklarını ifade eden Ulaş, talepleri şöyle sıraladı:

“Çalışanların ücretlerine, son iki yılda yaşanan kayıpları telafi edecek zam yapılmalıdır. İstihdamı arttıracak acil önlemler alınmalıdır. Asgari ücret, acilen insanca yaşanacak bir tutara çıkarılmalı, vergiden muaf tutulmalıdır. Mal ve hizmetlere son iki yılda yapılan zamlar geri çekilmeli, denetim sağlanmalıdır. Elektrik, doğal gaz ve suyun bir kısmı devlet ve belediyeler tarafından karşılanmalıdır. Herkese yaşanabilir bir ücret düzeyinin altında olmamak kaydıyla ‘temel gelir güvencesi’ verilmesi için bütçeden kaynak ayrılmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmelidir. Çiftçilik ve hayvancılık acilen desteklenmelidir. Patronlara ve zenginlere servet vergisi getirilmelidir. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe hayata geçirilmelidir.”

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
yorumlar onaylanmamaktadır.