TÜPRAŞ BİR KEZ DAHA TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2020” araştırmasına göre, TÜPRAŞ; bir kez daha üretimden satışlara göre 58,6 milyar lirayla en büyük sanayi...
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2020” araştırmasına göre, TÜPRAŞ; bir kez daha üretimden satışlara göre 58,6 milyar lirayla en büyük sanayi kuruluşu oldu. Ford Otomotiv 45,2 milyar lirayla ikinci, Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları ise 31,2 milyar lirayla üçüncü oldu.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından açıklanan, "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2020" araştırmasına göre, 2020 yılında üretimden satışlara göre en büyük kuruluş geçen yıl olduğu gibi 58 milyar 593 milyon TL ile Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) oldu.
45 milyar 223 milyon lira ile Ford Otomotiv Sanayi AŞ ikinci, 31 milyar 242 milyon lira ile Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş.'nin üçüncü, 30 milyar 812 milyon lira ile Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş. ise dördüncü sırada yer aldı.
DÜNYA SANAYİ VERİLERİNDEN NEGATİF AYRIŞMA
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “İSO 500 Büyük 2020” sonuçlarının, sanayinin ekonominin güçlü bir saç ayağı olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Ancak bunun sürdürülebilir olması için güncel gelişmeler ve veriler ışığında da değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bahçıvan, “özellikle son birkaç aydır Türkiye'nin dünya sanayi verilerinden negatif ayrıştığını” söyledi.
Bahçıvan, şöyle konuştu:
"Nisan 2021'de 55,8 olarak ölçülen ‘Küresel İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)’ son 11 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış görünüyor. En büyük ihracat pazarımız olan ‘Euro Bölgesi PMI endeksi’ de 62,9'luk seviyesi ile 24 yıllık veri geçmişinin rekoruna imza atıyor. Buna karşın Türkiye PMI endeksinin nisanda 50,4'lük seviyesiyle dünyadan negatif ayrışmasını her kesimin dikkate alması gerekiyor. Dünya sanayisi, 2009 yılından bu yana en olumlu günlerini yaşarken, global kıyaslama yapabilme noktasında en değerli ve güvenilir marka olan ve imalat sektöründe 34 ekonomide ölçülen PMI verilerinde performansı en düşük dördüncü ülke olduğumuzu göz ardı etmememiz gerekiyor. Bunun temel sebeplerine mutlaka inmeliyiz."
"ENFLASYONUN OLDUĞU ORTAMDA KOLAY KOLAY YATIRIM OLMAZ”
Türkiye'de sanayi üretiminin dünyadan negatif ayrışmasında, enflasyon ve finansman piyasalarında tekrar başlayan olumsuzlukların en temel iki neden olduğunu vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi:
"Öte yandan, yurt dışından gelen hammaddelerin fiyatlarında yaşanan yüksek boyutlu artışlar sanayicimiz üzerinde giderek daha fazla baskı yaratmaktadır. Bu artışlar, ilave bir işletme sermayesi ve buna bağlı bir finansman ihtiyacı oluşturması bakımından önümüzdeki günler için çok ciddi bir stres kaynağı olacaktır. Bu yıl sanayicimiz açısından bir başka önemli stres kaynağı da enflasyondur.
Biz sanayiciler olarak asla ve asla yüksek enflasyonlu bir ortamda yaşamak istemiyoruz. Enflasyonun toplumlar için de ekonomiler için de, sanayiler için de öngörülemezlik, istikrarsızlık olduğuna inanıyoruz. Onun için ne yapıp edip enflasyon mücadelesini mutlaka kazanmalıyız. Enflasyonun olduğu ortamda kolay kolay yatırım yapılmaz. Nitekim geçen yıl yatırım teşvik belgelerinde yaşanan yüksek oranlı artışa rağmen, yatırım iştahının fiiliyata dönmediğini son dönemlerde net bir şekilde gözlemliyoruz."
İSO 500 İHRACATI YÜZDE 12,8 GERİLEDİ
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun üretimden satışları 2020 yılında 1 trilyon 22 milyar liradan 1 trilyon 179 milyar liraya yükselerek yüzde 15,3 oranında arttı. Büyüme performansı, 2018'deki yüzde 34,5 ve 2019'daki yüzde 16,4'lük artışlar ile karşılaştırıldığında yavaşladı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan "Tüketici enflasyonu ile arındırıldığında 2020 yılında üretimden satışlar reel olarak sadece binde 6 artış gösterdi. Bu oran son dört yılın en düşük reel artışı oldu. 2020 yılında görülen bu yavaşlamada Covid-19'a karşı uygulanan kısıtlamalar ve küresel pazarların bir süre kapalı kalması tabii ki etkili oldu. Yılın ikinci yarısında talep toparlanmaya başlasa da finansal dalgalanma, yükselen faizler ve salgında yükselen ikinci dalga iç satışları sınırladı" dedi.
İSO 500'ün ihracatı da yüzde 12,8 oranında gerileyerek 64,1 milyar dolar oldu. Buna karşın İSO 500, Türkiye ihracatı içindeki ağırlığını korudu. 2020 yılında İSO 500 Türkiye ihracatının 37,8'ini, sanayi sektörü ihracatının ise yüzde 39,2'sini gerçekleştirdi. 2000'li yılların ortalarından itibaren 460 bandında seyreden ihracat yapan kuruluşların sayısı 2020 yılında da 465 oldu.
FAALİYET KARI YÜZDE 55 ARTTI
Araştırmanın temel göstergelerinden İSO 500 Büyük'ün esas faaliyetlerinden elde ettiği karı gösteren faaliyet karı bir önceki yıla göre yüzde 55 oranında artarak 142,8 milyar lira oldu. Faaliyet karlılığı oranı da 2,7 puan artarak yüzde 10,8'e çıktı. Benzer şekilde ölçülmeye başlandığı 2013'ten bu yana 2019 yılı hariç sürekli artış gösteren “Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar (FAVÖK)" büyüklüğü, 2020 yılında yüzde 43,1 artışla 184,4 milyar liraya çıktı. FAVÖK karlılığı oranı da 2,6 puan artışla yüzde 13,9'a yükseldi. Vergi öncesi dönem kar ve zarar toplamı da yüzde 50,1 artarak 92,5 milyar TL oldu. Sanayi kuruluşlarının karları 2020 yılında artış eğilimi gösterdi.
FİNANSMAN GİDERLERİNDEKİ ARTIŞ 39,2 OLDU
İSO 500'ün karlılık verilerine göre, faaliyet karlılığındaki iyileşmenin yanı sıra özellikle net kambiyo karlarının etkisiyle üretim faaliyeti dışı gelirlerdeki artış da karlılığa pozitif katkı yaptı. İSO 500'ün diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karları 237,9 milyar lira iken, gider ve zararları 194,4 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu iki rakam arasındaki fark alındığında, İSO 500'ün 43,4 milyar liralık üretim faaliyeti dışı net gelir elde etti.
İSO Başkanı Bahçıvan "2020 yılında Covid-19 salgını ile oluşan finansal koşullar içinde Türk lirasındaki değer kaybı, enflasyondaki artış ve faiz oranlarındaki dalgalanmalar sonucunda bir önceki yıla göre finansman yükü önemli ölçüde arttı. 2020 yılında İSO 500'ün finansman giderleri yüzde 39,2 artışla 88,8 milyar liraya yükseldi. Bununla birlikte, faaliyet karı yüzde 55'lik artışla 142,8 milyar liraya çıktı ve bu sayede finansman giderlerinin faaliyet karına oranı yüzde 69,3'ten yüzde 62,2'ye geriledi. Yaşanan bu göreli iyileşmeye rağmen, sanayi kuruluşları ana faaliyetlerinden elde ettikleri karların halen oldukça önemli bir bölümünü finansman giderlerine ayırmaya devam etti" dedi.
BORÇ-ÖZ KAYNAK DAĞILIMI HALA KRONİK SORUN
Araştırmaya göre, İSO 500'ün 2020 yılında toplam borçları yüzde 23 gibi yüksek bir oranda arttı. Firmalar, faaliyet karlılığındaki artışın desteğiyle öz kaynaklarını da yüzde 23,2 gibi benzer bir oranda büyüttü.
Erdal Bahçıvan'ın bu konudaki değerlendirmesi ise şöyle:
"Bu durum, borçların öz kaynaklara göre çok daha hızlı arttığı geçmiş iki yılla kıyaslandığında umut verici görünüyor. Buna rağmen mevcut borç-öz kaynak dağılımı sanayicilerimiz için mutlaka çözülmesi gereken kronik bir sorun. Çünkü borçlanma ile öz kaynakların dağılımına baktığımızda, İSO 500'de 2015 yılı ile birlikte ilk kez yüzde 60'ların üstüne çıkan toplam borçların payı takip eden yıllarda artış eğilimini sürdürdü. 2020 yılında ise toplam borçların payı yüzde 68,4 ve öz kaynakların payı yüzde 31,6 ile aynı kaldı."
"KREDİLER SANAYİ DIŞI SEKTÖRLERE YÖNELDİ"
İSO 500'ün toplam mali borçları 2020 yılında yüzde 23 oranında artarak 406,3 milyar liradan 499,6 milyar liraya ulaştı. Borçların vadelerine göre gelişiminde ise kısa vadeli mali borçlar yüzde 22,4'lük artışla 168,3 milyar liradan 206 milyar liraya yükseldi. Uzun vadeli mali borçlar ise yüzde 23,3 oranında artarak 238 milyar liradan 293,5 milyar liraya çıktı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan şunları söyledi:
"Burada bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. 2020 yılında Türkiye'de yüzde 35'lerde seyreden oldukça güçlü bir kredi büyümesi yaşanırken, İSO 500'ün mali borçlarındaki artışın yüzde 23'le sınırlı kalması, kredilerin daha çok sanayi dışı sektörlere yöneldiğini gösteriyor. Yine 2017 ve 2018 yıllarında artış eğilimi gösteren kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payı, 2019'da yüzde 41,4'e, 2020'de ise yüzde 41,2'ye geriledi. Son iki yılda gerek borç yapılandırmaları gerekse farklı finansal enstrüman seçeneklerine rağmen kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payı yatay seyrini korudu."
DURAN VARLIKLARIN PAYI YÜZDE 2,8 AZALDI
En önemli göstergelerden toplam varlıklar içinde dönen ve duran varlıklar ilişkisine bakıldığında İSO 500'de duran varlıkların toplam aktifler içindeki payı 2015 yılında yüzde 46,3'e kadar yükseldikten sonra gerilemeye başlayarak 2019 yılında yüzde 39,1 oldu. 2020 yılında duran varlıkların payı 2,8 puan daha azalarak yüzde 36,3'e geriledi.
Olağan dışı koşullar firmaları likit varlıklara yöneltirken, duran varlık yatırımlarını sınırladı. Erdal Bahçıvan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Her ne kadar duran varlıklar son yıllarda düşüş eğiliminde olsa da buna yol açan bir faktöre daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Biliyorsunuz en son enflasyon muhasebesi uygulaması 2004 yılında yapılmıştı. Sonrasında firmaların bilançolarında yeniden değerleme işlemi genellikle yapılamadı. Son 3 yılda yüksek enflasyonun hayatımıza yeniden girdiği göz önüne alındığında, sanayimizin duran varlığını yeniden değerleme ihtiyacı açıkça görülüyor. Sanayicilerimizin son dönemlerde yeniden değerleme taleplerini giderek daha sık bir şekilde dile getirmeleri de bunu gösteriyor."
KDV YÜKÜ YÜZDE 14,3 ARTTI
İSO 500'ün devreden KDV yükü bir önceki yıla göre yüzde 14,3 oranında artarak 12,4 milyar lira oldu. Bahçıvan "Bu rakam, İSO 500'ün toplam mali borçlarının yüzde 2,5'i düzeyinde. Sanayicilerimizin yüksek finansman ihtiyacı sürerken, kuruluşlarımız önemli bir kaynağı, sıfır faiz ile devlete borç vermeye devam ediyor. Bu noktada, sürekli gündeme getirdiğimiz gibi KDV reformunun hayata geçirilmesi ve artık sanayici üzerindeki yükün kaldırılması gerekiyor" diye konuştu.
Yine İSO 500'te 2020 yılında kar eden kuruluş sayısı 411'den 423'e yükseldi.
İSO 500'de teknoloji yoğunluğuna göre yaratılan katma değer dağılımına göre, 2018 yılında İSO 500'de yaratılan katma değer içerisinde orta yüksek ve yüksek teknoloji ile yaratılan katma değer toplamı yüzde 27,5 iken, bu oran 2019'da yüzde 30,4'e, 2020 yılında yüzde 31,2'ye çıktı.
AR-GE HARCAMASI YAPAN KURULUŞ SAYISI 271
İSO 500'de Ar-Ge harcaması yapan kuruluş sayısı 2013 yılından itibaren kademeli olarak artıyor. Bir önceki yıl yaşanan duraksamanın ardından 2020 yılında İSO 500'de Ar-Ge yapan kuruluş sayısı 271 oldu. İSO 500'ün 2020 yılı Ar-Ge harcamaları ise anket verileri ile 6,2 milyar TL olurken, 2019 yılına göre 4,9 oranında artış gösterdi. 2019 yılında yüzde 0,58 olan Ar-Ge harcamalarının üretimden satışlara oranı, 2020'de hafif bir düşüşle yüzde 0,53'e geriledi.
İSTİHDAM YAKLAŞIK YÜZDE 3 ARTTI
İSO 500'ün istihdamı ise 2020 yılındaki tüm olumsuz gelişmelere rağmen yüzde 2,9 oranında artarken, ödenen maaş ve ücretlerdeki artış da yüzde 14,4 oldu. Teknoloji yoğunluklarına göre yaratılan katma değer dağılımına bakıldığında, 2018 yılında İSO 500'de yaratılan katma değer içerisinde orta yüksek ve yüksek teknoloji ile yaratılan katma değer toplamı yüzde 27,5 iken, bu oran 2019'da yüzde 30,4'e, 2020 yılında yüzde 31,2'ye çıktı.
YABANCI KURULUŞ SAYISINDA AZALMA
İSO 500'de yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı, 2020 yılında 110'a indi. Bu gelişme, 2009 yılından sonra İSO 500 içinde yer alan yabancı sermaye paylı kuruluş sayısında yaşanan kademeli gerilemenin devam ettiğini gösterdi. İSO 500'de halka açık kuruluşların sayısı 67 ile yatay seyrini korudu.
Ayrıca İSO 500'de yer alan kuruluşların bağlı olduğu oda bilgilerine göre sıralanması sonucu sanayideki Anadolu ağırlığının arttığı gözlendi. Buna göre son yıllarda sayısal olarak düşüş yaşanmasına karşın en büyük pay 161 şirket ile hala İstanbul Sanayi Odası'na ait bulunuyor İSO'yu sayının beş yıl önce 180 olduğunu görüyoruz.
İstanbul'u Ege Bölgesi Sanayi Odası 44 şirket ile izlerken, Ankara 37, Kocaeli 36, Gaziantep 29, Bursa 19 şirket ile yer alıyor.
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.