Ünal Çeviköz, 26. Sosyalist Enternasyonel Kongresi'nde Prezidyum Üyeliğine Seçildi
24 - 26 Kasım 2022 tarihleri arasında Madrid’de Sosyalist Enternasyonel’in 26. Kongresi gerçekleşti. CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Ünal Çeviköz Sosyalist Enternasyonal Prezidyum üyeliğine seçildi. 36 başkan yardımcısından oluşan Prezidyuma, CHP adayı Ünal Çeviköz 10 üyelik Avrupa kontenjanından 14 aday arasından seçildi.
CHP 27-30 Kasım 1976 tarihlerindeki 23. Sosyalist Enternasyonel Kongresi’nde, yani bundan tam 46 yıl önce, Sosyalist Enternasyonel’e üye oldu. CHP Sosyalist Enternasyonal’e gösterdiği destek nedeniyle de ayrıca takdir belgesi aldı.
1951’de kurulan ve Merkezi Londra’da bulunan Sosyalist Enternasyonel’e bugün 120’yi aşkın parti üyedir. Her yılın Eylül ayında BM Genel Kurulu'nun üst düzey oturumunda, Sosyalist Enternasyonal, Prezidyum üyeleri ile siyasi ailesinden Devlet ve Hükümet Başkanlarının New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde bir toplantı düzenler.
Sosyalist Enternasyonel Prezidyum Üyesi Ünal Çeviköz’ün burada yaptığı konuşmanın metni şöyle:
“Sayın Başkan,
Sayın Genel Sekreter,
Sosyalist Enternasyonal'in Değerli Üyeleri,
Sevgili Yoldaşlar,
İspanya Başbakanı ve şimdi de Sosyalist Enternasyonal'in Başkanı Pedro Sanchez'i içten tebriklerimi ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Sayın Başkan, örgütümüzün önündeki bu yeni dönemde sizlerle birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyacağımızı belirtmek isterim. 2023 yılının Avrupa'nın önemli zirve toplantılarının gerçekleştirileceği bir yıl olacağının altını özellikle çizmek istiyorum. Rejkjavik'te Avrupa Konseyi zirvesi, Moldova'da Avrupa Siyasi Birliği zirvesi ve Vilnius'ta NATO Zirvesi yapılacak.
2022 yılı Avrupa'da şiddetin, askeri saldırganlığın arttığı ve tüm dünya üzerinde olumsuz etki yaratan barış, güvenlik ve demokrasiye yönelik ciddi meydan okumaların yılı olduğu için bu zirveler Avrupa’da gerçekleşecek.
Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığı, yalnızca uluslararası hukuku ve Avrupa güvenliğini ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda tüm dünya için enerji, gıda ve göç gibi alanlarda ciddi krizler yaratıyor. Afrika, Asya ve Latin Amerika'da olmak üzere, bu krizlerden pek çok üye ülke etkilenecek. Dolayısıyla örgütümüze, tüm dünyada barış ve güvenliğin sağlanması, demokrasinin güçlendirilmesi gibi alanlarda çok önemli görevler düşecektir.
Örgütümüzün seçilmiş ilk Afrikalı ve ilk kadın genel sekreteri olan genel sekreterimiz Benedicta Lasi'yi de tebrik ederim. Sevgili Benedicta, örgütümüzün önünde önemli bir değişim, dönüşüm, demokratikleşme çağının açıldığı bir dönemde bu görevi devralıyorsunuz.
Bahsettiğim tüm zirvelerin öncesinde öncülük ederek 2023 yılına yeni bir liderlik, yeni bir ekip ve yeni bir vizyonla gireceğiz. Sosyalist Enternasyonal'in 26. kongresi, örgütümüzün geleceği için hem bir mihenk taşı olacak hem de sosyal demokrasinin ve demokratik sosyalizmin tüm dünyada yeniden yükselişinin başlangıcı olarak anılacaktır.
İtinalı ve başarılı liderlikleriyle Sosyalist Enternasyonal'i son sekiz yılda yaşadığı zorlukların ardından başarıyla çıkaran geçmiş dönem başkanımız George Papandreu ve geçmiş dönem Genel Sekreterimiz Luis Ayala'ya içten takdir ve minnettarlığımı belirtmeden geçemeyeceğim. Sevgili George, sevgili Luis, her zaman orada olduğunuzu biliyorum ve önümüzdeki dönemde de sizlerin deneyim ve bilgeliğinizden yararlanmaya devam edeceğiz.
Sevgili Yoldaşlar,
Popülizmin yükselişinin hepimizi etkilediğini gözlemlemek üzücü. Bu siyasi akımın etkisinde bulunduğumuz koşullarda kimse masum değildir. Popülizm, her türlü inceliği itibarsızlaştırma, insan ilişkilerine dair her türlü saygıyı baltalama, uluslararası hukuku, temel hak ve özgürlükleri hiçe sayma eğilimindedir.
Büyüyen popülizm kuşatmasının etkilerini giderek daha fazla hissediyoruz. Marjinal partilerin aşırılık yanlısı, ırkçı, yabancı düşmanı ve ayrımcı politikaları, dünyanın her yerindeki insanların siyasi, sosyal ve ekonomik yaşamları üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır.
Bu tehlike sanıldığından daha ciddi çünkü ana akım siyasi partiler bu yeni akımla yüzleşmek için makul politikalar geliştiremiyor, aksine aynı politikalara uymaya yöneliyor.
Birçoğumuz şu soruyu soruyor: aslında ne oldu? Tüm dünyada sosyalist değerlerin geri çekilmesinin sebebi nedir? Nerede yanlış yaptık? Bana kalırsa, refah devleti anlayışıyla dünyadaki eşitsizlikler görmezden gelindi ve büyüyen tehlike kavranamadı.
Vahşi küreselleşme birçok ülkedeki zayıf yönetişimi olumsuz etkilemiş ve daha otoriter, daha anti-demokratik yönetimlerin güç kazanmasına neden olmuştur. Artan sosyal adaletsizlik ve ekonomik gerileme, toplumsal huzursuzluğa neden olmuş ve bu tablo, hali hazırda anti-demokratik olan yönetim sistemlerinin şiddet ve baskısını arttırmıştır.
Bu gelişmeler kontrolsüz nüfus hareketlerine neden olmuş ve terörden, adaletsizlikten ve baskıdan kaçanların, refah toplumlarına sığınma isteği ile sonuçlanmıştır. Bu duruma karşı tepki, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve artan mülteci karşıtı politikalar olmuştur.
Bugün (25 Kasım), Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Bir kez daha altını çizmek isterim ki, örgütümüze bir kadın genel sekreter seçmiş bulunuyoruz ve bu, toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışımızdaki en önemli dönüşüme işaret edecek. Pedro'nun daha önce de değindiği gibi toplumsal cinsiyet eşitliği bir insan hakları meselesidir ve de tam bu noktada özellikle saygı gösterilmelidir.
Dünya değişiyor ve değerlerimiz yeniden yükselişe geçiyor. Bu fırsatı değerlendirelim ve yeni normalin oluşumuna, daha eşitlikçi, demokratik ve güvenli bir dünya düzeninin geleceğine tarihi katkımızı yapalım. Eğer bunu gerçekleştirebilirsek, toplumsal gerilimleri yatıştırabilir, çatışmalar ile adaletsizliği önleyebilir ve Sosyalist Enternasyonal'in değerlerini yayabiliriz.
Benim ülkemde, önümüzdeki yıl parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirilecek. Cumhuriyet Halk Partisi, demokratik haklara, ilkelere ve hukukun üstünlüğüne önem veren diğer muhalefet partileriyle birlikte zafere ulaşmak ve demokrasiyi, çatışmaların barışçıl çözümünü, diyalogu, diplomasiyi ve iyi komşuluk ilişkilerini yeniden tesis etmek için kararlı bir anlayış içinde çalışmaktadır.
Bunun halkımızın omuzlarına düşen bir sorumluluk olduğunu biliyoruz çünkü Türkiye demokratik toplumlar topluluğunda daha iyi bir yeri hak ediyor. Bu itibarla, Sosyalist Enternasyonal'e katkımızın da çok daha değerli olacağına eminiz.
Sevgili Yoldaşlar,
El Socialismo que viene! Pedro konuşmasında neo-liberalizmin çeşitli etkilerinin her yerde hissedildiğinden bahsetti. O kadar yıkıcı hale geldi ki, küreselleşmeyi destekleyen bazı çok taraflı örgütler bile şimdi sosyalist değerlerin temel ilkelerine yöneliyor. Örgütümüzün yeni liderliğiyle bu değerleri tüm insanlığın yararına yükseltme yolunda önemli ve kararlı bir rol oynayacağına eminim.
Hepinizi saygıyla selamlıyor, yeni görev ve çalışmalarımızda başarılar diliyorum.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.