VEDAT BİLGİN: ENFLASYON KARŞISINDA EMEĞİ KORUYACAK BİR ASGARİ ÜCRET BELİRLENMESİ DÜŞÜNCESİYLE HAREKET EDİYORUZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; asgari ücrete ilişkin “Enflasyon karşısında emeği koruyacak bir asgari...
BURCU KAHRİMAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; asgari ücrete ilişkin “Enflasyon karşısında emeği koruyacak bir asgari ücret seviyesinin belirlenmesi düşünceyle hareket ediyoruz. Asgari ücret meselesini gündemden çıkaracak bazı düzenlemelerle birlikte, bir rahatlama sağlayacağını şimdiden söyleyebilirim" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2020 yılı kesin hesabı ve 2022 yılı bütçesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor,
Komisyon görüşmeleri başlamadan önce CHP ve HDP milletvekilleri, "1 aylık alın teri, 1 ton kömür etmiyor", "1 ton kömür 3200; Asgari ücret 2825", "Asgari ücretli ya aç kalacak ya donacak", "Asgari ücret vergiden muaf net 5 bin TL olsun" yazılı pankartlar açtı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, sunumuna başlamadan önce, milletvekillerinin açtığı pankartları şu sözlerle değerlendirdi:
“Salona girdiğimizde asgari ücretle ilgili arkadaşlarımızın beklentilerini ifade eden sözleri, çağrıları çok değerlidir. Bu konuda Türkiye’nin asgari ücret meselesine özellikle enflasyon ortamlarında gösterdiği duyarlılığı meselenin ne kadar önemli olduğunu gösterdiği kadar bizim için de ciddi bir sorumlulukla karşı karşıya bulunduğumuzun altını çizen bir husustur.”
Bilgin, bu sözlerinin ardından sunumuna başladı. Bilgin’in sunumundan öne çıkan başlıklar şöyle:
“RAHATLAMA SAĞLAYACAĞINI SÖYLEYEBİLİRİM”
“Ekonomik programlar, politikalar sosyal politikalarla desteklendiği zaman ancak toplumda nefes alma imkânı verir. Çalışma hayatı deyince öncelikle emek ve sermaye arasındaki ilişkiye bakmamız gerekiyor. Sermaye bir üretim faktörüdür. Ama kendiliğinden tabiatta dolaşan bir varlık değildir. Emek ve sermaye arasındaki ilişkilerin karşısında ya da yanında devletin nerede durduğu hep tartışılan bir konudur. Burada bizim bakanlık olarak nerede durduğumuz önemlidir. Demokratik hukuk devletlerinde hukuk sisteminde devlet emek ve sermaye arasındaki ilişkilerde bir hakem rolü gösterir. Sendikalar emeğin temsilcileridir. Türkiye’nin bu konu da önemli bir temsilcisi var.
Asgari ücret çalışmalarımızın bugünlerde hepimizin yaptığı hesaplar var. Bizim de yaptığımız değerlendirmeler var. Enflasyon karşısında emeği koruyacak bir asgari ücret seviyesinin belirlenmesi gerektiğini bu düşünceyle hareket ediyoruz. Bunun için Türkiye çapında bir araştırma yapıyoruz. Yaklaşık iki bin beş yüz muhtelif sektörlerde çalışan farklı düzeylerde çalışan işçi, işveren, yöneticileri ve konuyla doğrudan alakası olmayan esnaf başka mesleklerden insanları kapsayan bir araştırma ile toplumun beklentilerini temennilerini mümkün olabileni ortaya koymaya çalışan bir araştırma yapıyoruz. Bu sadece bir anket çalışması değil derinlemesine bir çalışma ile bunu ortaya koyacağız. Bir kamuoyu beklentisi ve kamuoyu algısı gösterme şeklinde bir çalışma olacak. Biz hesaplarımızı yaparak işçilerimizi koruyan asgari ücret meselesini Türkiye’nin gündeminden çıkaracak bazı düzenlemelerle birlikte bir rahatlama sağlayacağını şimdiden söyleyebilirim.
“35 MİLYAR AÇIK VAR”
Ekonomik ve sosyal sistemin en önemli boyutlarından birisi SGK sistemidir. 2021 itibariyle yaklaşık 601 milyarlık bir gelire sahiptir. 636 milyarlık da bir gider programına sahiptir. Açığımız 35 milyarın üzerindedir. Bu açık niye vardır? Bunlar konuşulabilir. Elbette bu sorunlu alanların üzerine gidilebilir. Türkiye, nüfusunun yüzde 99’unu sosyal koruma şemsiyesin altına almış bir ülkedir. Fakat bundan şikayet etmemek gerekir. Çünkü Türkiye sosyal bir devlettir. Burada kapatılacak hususlar, öneriler varsa alırız, değerlendiririz. Yurttaşlarımızın sağlık problemlerini çözme konusunda bir mazereti olmaz sosyal devletin.
“ÇÖZÜM SÜRECİ İÇERİSİNE KOYDUK”
Ben bu konuda özellikle 3600 meselesinin kamu görevlileri arasındaki ciddi bir sorun olarak bilinen 3600 meselesinin memurlarla yaptığımız toplu sözleşme maddesi haline getirerek bir temenni bir talep bir arzu olmaktan çıkarıp bir toplu sözleşme maddesi haline toplu sözleşmenin hukuki niteliğini hepimiz biliyoruz, dolayısıyla bunu da çözüm süreci içerisine koyduk. Şu anda bakanlık bünyesi içinde çalışmaları yapıyoruz. Şunu çalışıyoruz, kapsam ne kadar, hangi grupları kapsarız, maliyeti ne olur, detaylı çalışıyoruz. Arkasından kamu kurumları, sendikaları çağıracağız kamuoyuna nasıl sonuçlandıracağımızı ifade edeceğiz.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.