AKŞENER ERDOĞAN'A SESLENDİ: "BU KEPAZELİĞE DAHA NE KADAR SESSİZ KALACAKSIN? ÇALIŞMA ARKADAŞLARINA NE ZAMAN ÇEKİDÜZEN VERECEKSİN?"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya istifa çağrısı yaparken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Gerekeni yapın" diye seslendi. Yayınlanan videolara işaret...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya istifa çağrısı yaparken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Gerekeni yapın" diye seslendi. Yayınlanan videolara işaret eden Akşener, "Bu kepazeliği, artık sadece Türkiye değil, dünya takip ediyor. Koskoca Türk Devleti’ni, cümle aleme rezil ettiniz. Yapılacak olan basit. İçişleri Bakanı ve suçlamalara maruz kalanlar kenara çekilir, Cumhuriyetin savcıları ve hakimleri devreye girer, gereken yapılır. Erdoğan; Bu kepazeliğe daha ne kadar sessiz kalacaksın? Çalışma arkadaşlarına ne zaman çekidüzen vereceksin? Çıkın, makamlarınızın sorumluluğuyla, temsil ettiğiniz devletin ciddiyetiyle, gerekeni yapın. Memleketi de daha fazla küçük düşürmeyin" dedi.
Akşener, grup toplantısında Türkiye Partili Hakan Şeref Olgun ve Bekir Bayana, Doğru Yol Partili (DYP) Mükerrem Akay, Anavatan Partili (ANAP) Yüksel Yaşar ve Hüseyin Çakmak, MHPli Kadir Daş'a parti rozetlerini takarak teşekkür etti. Akşener, konuşmasına başlamadan önce Covid-19 sebebiyle hayatını kaybeden, Isparta il başkanı Mustafa Şimşek'i anarak, ailesine baş sağlığı diledi.
"BEN RİZE'NİN GELİNİYİM, RİZE'DEN BANA ZARAR GELMEZ"
Rize'nin İkizdere ilçesinde yaşanan provokasyon girişimine ilişkin değerlendirme yapan Akşener, Rize halkına misafirperverlikleri için teşekkür ederek şunları söyledi:
"Bize büyük misafirperverlik gösteren İkizdereli, Çayelili kardeşlerime, bir kez de bu kürsüden teşekkür ediyorum. Milletimizin en önemli hasletlerinden olan ev sahipliğini, Karadeniz’in mertliğine yakışır şekilde yaptılar. Allah onlardan razı olsun. Biz ziyaretlerimizi yaparken, İkizdere ve Çayeli’nde, Ak Parti teşkilatlarının, sağdan soldan topladıkları, küçük gruplar üzerinden, bazı provokasyon girişimleri oldu. Ama ne Rizeli kardeşlerim ne de Rizeli dava arkadaşlarım, bu girişime prim vermediler. Onlara da bir kez daha teşekkür ediyorum. Yanlış anlaşılmasın, ben Sayın Erdoğan ve arkadaşlarını anlayabiliyorum. Bu arkadaşlar, son dönemde zor günler geçiriyorlar. Kaçmak zorunda oldukları birçok soru, sektirmek zorunda oldukları bir dolu iddia, sulandırmak zorunda oldukları, koskoca bir millet gündemi var. Bunun için de benim sözlerimi çarpıtıp, ‘Acaba buradan bir yol olur mu?’ diyorlar. Varsın desinler, ben bunu anlarım. Bazen bu tür siyasi işler olur, tırnak içi işler olur. Bunu bilirsiniz, ama…. Ama bunu yaparken, Rizeli kardeşlerimi zan altında bırakmaya cüret etmelerini, asla kabul etmem. Kimse heveslenmesin, bana Türkiye’nin hiçbir yerinde zarar gelmez, ben Rize’nin geliniyim, hele Rizeli’den bana hiç zarar gelmez."
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin İkizdere'de yaşananlara ilişkin yaptığı açıklamayı hatırlatan Akşener şöyle konuştu:
BAHÇELİ, BEN GEZMEZSEM KİM GEZECEK?: Dün de küçük ortak çıkıp, acınasıçabalarını, bana cirolamaya kalkmış. Neymiş efendim? Benim Rize’ye gitmem provokasyonmuş. Neymiş efendim? Esnaf gezmeyecekmişim. Bak sen hele… Sayın Bahçeli; ben gezmezsem, kim gezecek muhterem? Büyük ortağın ortada yok. Sen zaten hiç yoksun. Ben de gezmezsem, bu esnafı kim gezecek, milletimizin derdini kim dinleyecek? Buradan sormak istiyorum; en son ne zaman esnaf ziyareti yaptın? En son ne zaman çiftçinin elini sıktın? En son ne zaman işsize iş buldun? En son ne zaman milletin derdini merak ettin? Biz bu yolculuğa çıkarken milletimize bir söz verdik. Koltuk değil ayakkabı eskiteceğiz dedik. Bizim ayakkabılarımız eskimeye devam ediyor ve eskitmeye devam edeceğiz.
YAPAMIYORSAN GÖLGE ETMEYECEKSİN: Sen iktidarın küçük ortağısın. Madem bizim esnafa gitmemizden rahatsızsın, o zaman bir zahmet, o çok değerli koltuğundan kalkacaksın, milletinin ayağına gideceksin. Aynı benim yaptığım gibi, gideceksin Rizeli esnafın, Ispartalıçiftçinin, halini hatırını soracaksın. Yani kürsüden öfke tiratları atmayı bırakıp, işini yapacaksın. Nefret siyasetiyle değil, millete hizmet siyasetiyle rekabet edeceksin. Eğer bunları yapamıyorsan da bize gölge etmeyeceksin. Bu kadar basit.
YOLSUZLUK HER YANI SARIYORSA, İKTİDAR ATTAYA GİDİYOR DEMEKTİR:İktidarlar, millet iradesiyle göreve gelir. Çünkü iktidar olmak demek, sizi o makama getiren millete, hizmet etmek demektir. Aksi olursa da millet sandıkta iradesini koyar, iktidar gider. Mesela, yolsuzluk her yanı sarıyor ve yapanın da yanına kar kalıyorsa, iktidar attaya gidiyor demektir. Mesela, yoksulluk çığ gibi büyüyor, işsizlik zirve yapıyor, ülkenin parası pul oluyorsa, iktidar yolcudur demektir. Mesela, enflasyon canavarı sahneye çıkıyor vatandaş sürekli artan fiyatlara ezdiriliyorsa, iktidar için yolun sonu görünüyor demektir. Mesela, ülkeyi yönetenler, iktidara gelirken verdiği sözleri unutuyor, hatırlatanları da terörist ilan ediyorsa dönülmez akşamın ufkuna gelinmiş demektir. Mesela, vatandaş hayatta kalma mücadelesi verirken iktidar, ülkenin bütün kaynaklarını eşe dosta yandaşa aktarmaya devam ediyorsa, o ülkede, o iktidar ömrünü tamamlamış demektir.
İKNA SİYASETİNDE GELİNEN SON NOKTA: Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, bozulan ekonomi ve pandemi karşısında, bunalan milletimize, el uzatmadı. Ara ara, lütuf gibi sunduğu, küçük pansuman tedbirler dışında, pandemi boyunca milletimiz, devletini yanında göremedi. Buna rağmen geçen hafta, kendisi çıktı, zor durumdaki esnafımıza sözüm ona müjdeler açıkladı. Yine kredi, yine borç verdi. Paket kapsamında, 1.4 milyon esnafımıza da, 4 milyar 622 milyon lira hibe verileceğini açıkladı. Olmadığı zaman, bir lira bile kıymetlidir, amenna. Ama, o dört milyarıöyle bir anlattı ki, şaşarsınız. Mesela, 4 milyar demedi, "4 milyaaaaaaar" dedi. Ciddiyetsizliğe bakar mısınız? Arkadaşçıkmış, destek paketinin büyüklüğüyle değil, "a" nın uzunluğuyla esnafı kafalamaya çalışıyor. İkna siyasetinde gelinen son nokta. Gerçekten ibretlik. Allah akıl fikir versin.
SEN "A" YI UZATTIKÇA SIFIRLAR UZAMIYOR: Sayın Erdoğan; Sen "a" yı uzattıkça, sıfırlar da o kadar uzamıyor. Sen "a" yı uzattıkça, vatandaşın derdine derman olunmuyor. Sen "a" yı uzattıkça, pandemi sürecinde esnaflarımızı yalnız bıraktığın gerçeği değişmiyor. Dünyada devletten en çok iş alanlar listesinin zirvesinde olan, o beş müteahhitten birinin, pandemi döneminde, tek kalemde 9.4 milyar liralık vergi borcunu sildin. Dile kolay, 9.4 Milyar lira… Ekonominin bel kemiği olan esnafa, 4 milyar 622 milyon lira, Müteahhide 9.4 milyar lira… Böyle vicdansızlık olur mu? Tek bir kişiye, 20 milyon vatandaşımıza verdiğinin iki katını veriyorsun, üstüne bir de böbürleniyorsun. Böyle utanmazlık olur mu? Yazıktır, günahtır!
IBAN YOLLAMAYI BIRAKTILAR, DİREKT VERGİ KESİYORLAR: Bitti mi? Hiç biter mi?… Bu açıklamanın ertesi günü, milletin cebinden, bir yılda, 26 milyar lira daha almanın tezgahını kurdular. Akaryakıttaki ÖTV oranını, görülmemişşekilde artırdılar. 3994 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, benzine 55 kuruş, motorine 67 kuruş, LPG’ye 35 kuruş zam geldi. Vicdansızlığa bakar mısınız? Esnafımıza verilecek 4 buçuk milyar liralık destek, bu akaryakıt zammı ile sadece 2 ayda, vatandaştan geri alınacak. İBAN yollamayı bıraktılar, artık direkt olarak vergi kesiyorlar. İşin en acı tarafı da ne biliyor musunuz? Bu akaryakıt zamları ile, önce lojistik maliyetleri artacak, sonra üretici maliyetleri artacak, en son da tüketici enflasyonu artacak. Yani hem vatandaşımızın cebinden daha fazla vergi çıkacak, hem de hayat daha da pahalı olacak. İşte size Ak Parti iktidarının, pandemiyle mücadele stratejisi. İşte size Ak Parti iktidarının, zor gününde milletinin yanında olma anlayışı. İşte size Ak Parti zihniyeti. Yazıklar olsun!
"KOSKOCA TÜRK DEVLETİ'Nİ, CÜMLE ALEME REZİL ETTİNİZ"
"Biliyorsunuz, sosyal medyada bir video fırtınası, aldı başını gidiyor. İktidar mensuplarının isimleri, çirkin işlerin, garip ilişkilerin aktörleri olarak geçiyor. Normalde, bizim siyaset anlayışımıza göre, parti içi meselelere karışmak olmaz. Ama bu iş daha da ileri gitmiş, aile içi meseleler haline gelmiş, aile içi meselelere yine hiç karışmayız. Ama Ak Parti ve ortaklarının içindeki skandallarla, milletin gerçek gündeminin gölgelenmesini kabul edemeyiz. Ama bu kepazeliği, artık sadece Türkiye değil, dünya takip ediyor. Buradan konunun tüm paydaşlarına seslenmek istiyorum; Beyler Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı söz konusu. Koskoca Türk Devleti’ni, cümle aleme rezil ettiniz. Bu işler, karşılıklı videolar yayınlamakla, gizemli hikayeler anlatıp, gerçekleri bulandırmakla, çarptırmakla olmaz. Ekranlara çıkıp saçmalamakla, hamasetle hiç olmaz. Böyle devlet yönetilmez. Bu işler, bütün iddiaları araştıracak ve gerçeği milletimizin önüne koyacak, şeffaf bir yargı süreciyle olur. Devlet itibarının, kişiler üzerinden, daha fazla ayaklar altına alınmasına izin verilemez."
DEVLETİMİZİ DAHA FAZLA YARALAMAYIN: Yapılacak olan basit. İçişleri Bakanı ve suçlamalara maruz kalanlar kenara çekilir, Cumhuriyetin savcıları ve hakimleri devreye girer, gereken yapılır. Olması gereken budur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışan budur. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir. Adalet bunu gerektirir. Sayın Erdoğan; Bu kepazeliğe daha ne kadar sessiz kalacaksın? Çalışma arkadaşlarına ne zaman çekidüzen vereceksin? Alengirli abuk sabuk işlerinizle, aziz milletimizin en büyük kıymeti olan devletimizi, daha fazla yaralamayın. Çıkın, makamlarınızın sorumluluğuyla, temsil ettiğiniz devletin ciddiyetiyle, gerekeni yapın. Memleketi de daha fazla küçük düşürmeyin. Ayıptır, günahtır.”
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
yorumlar onaylanmamaktadır.